Arda Turan bir röportajında şöyle demişti: "Takımca mücadele etmeyi zevk olarak algılarsanız başarı gelir." Galatasaray sadece kaptanı Ayhan hariç koşmadan, mücadele etmeden, pres yapmadan eller belde yürüyerek, oynamaya çalışınca döküldü. Atatürk Stadı'nda tribün gücü Galatasaray'dan yanaydı. Üstelik bu insanlar Ege'nin çeşitli illerinden İzmir'e akmış. Galatasaraylı futbolcuların bu gücü kullanacak, insanları mutlu edecek mecalleri yoktu. Bir futbolcu kötü oynayabilir ama kötü koşamaz.
Galatasaray Arda'yı mumla aradı. Arda hem oynayan hem oynatan büyük bir futbol yıldızı. Arda'nın yokluğunda Galatasaray'ın oyun ritmi bozuluyor, oyun zekası yerlerde sürünüyor. Bu üçlü maç boyunca birbirlerinden kopuk oynadı. Arda ileride top tutan, top saklayan, araya final pasları atan en önemlisi takımın hücumda çoğalmasını sağlayan bir oyun zekasına sahip. İddia ediyorum, Kewell-Misimoviç- Baros hatta Pino bile Arda olmadan asla "Bal" yapmaz, yapmadı da..

HOCA FARKI ORTAYA ÇIKMALI
Galatasaray'ın tüm yükünü orta sahada "Eski Tüfek" Ayhan üstlendi. Oyunu kurmak için sık sık geriye gelip top aldı. Yılların tecrübesi 33 yaşındaki Ayhan, Buca'ya karşı Galatasaray'ın en isyankar, en çalışan ve en çok mücadele eden oyuncusuydu. Ayhan yoktan yarattığı pozisyonla ve attığı süper golle gemisini kurtaran kaptan oldu.
Galatasaray çekirge örneği gibi hem Eskişehir hem de Buca maçlarını hiç mücadele etmeden ve kötü oynayarak kazandı.
Rijkaard, "Kapasiteli ve her an her şeye adapte olabilecek futbolcularımız var. Sadece bir sıkıntı olduğunda kenardan uyarıyoruz" demişti.
Bu sözleri sarfeden Rijkaard, Galatasaray'ın yaşadığı çaresizliğe, kişiliksiz futboluna ve etkisizliğine müdahale etmedi. Teknik direktörün kalitesi ve farkı takım çaresiz kaldığında ortaya çıkmalı..
Not: Sezonun 5. haftası ama zeminler "SOS" veriyor. Federasyon yaptırımda bulunmalı. Zemini futbolcuların ayakta duramayacağı kadar sulayanlar bunun hesabını vermeli.