İspanyollar'ın ünlü gazetesi Marca'nın dünkü manşetinde David Beckham ile Frank Ribery'nin resimleri yer alıyordu. Manşette de, "Si se va el Bello, vienne la Bestia" yazıyordu. Türkçe anlamıyla, "Güzel gidecek, çirkin gelecek" deniyordu..
Güzel adam Beckham oluyor.. Çirkin adam ise G.Saray'ın elinden kaçırdığı Ribery ... Şaşırdınız değil mi? Ancak olay gerçek. Real Madrid sezon sonu Beckham'la yollarını ayırıyor, Zidane'in veliahtı olarak gösterilen Ribery'yi transfer ediyor..
Beni bu transferde şaşırtan en büyük olay Real Madrid kulübünün tavrı oldu. Atalarımız, "Her yiğidin kendi özgü yoğurt yiyişi vardır" diye boşuna dememişler..
Real Madrid'in önceki Başkanı Florentino Perez görevi boyunca hep yıldız oyuncuları transfer etti.. Perez " Her yıl bir yıldız " parolasıyla Figo, Zidane, Ronaldo, Beckham, Owen ve Robinho'yu alarak Real Madrid'i yıldızlar toplululuğu yaptı. En büyük yanlışı Beckham ile Ronaldinho konusunda tercihini İngiliz oyuncudan yana kullanmasıydı. Perez, Beckham tercihini ise, "Çirkin Ronaldinho bize forma sattırmaz" diye kullanmıştı. Beckham o dönem futbol endüstrisinin bir numaralı ikonuydu. Özellikle Uzakdoğu'da tapılan isimdi. Ancak yakışıklı Beckham Real'a mutluluk getirmedi. Aksine çirkin Ronaldinho Perez'in adeta sonunu hazırlayan adam oldu. Çünkü çirkin Ronaldinho sayesinde Barcelona ezeli rakibi Real'in önünde iki kez lig şampiyonu olurken bir kez de Şampiyonlar Ligi Kupası'nı kazandı. Üstelik yakışıklı Beckham İngiliz Milli Takımı'ndan da kovuldu.
Perez'den sonra Real'e başka olan Ramon Calderon fiziksel güzelliklere değil, futbolun güzelliklerini sergileyene yatırım yapmaya başladı ve Arjantinli iki yıldız Fernando Gago ve Gonzalo Higuain'den sonra Fransız Ribery'nin de transferini bitirdi. Transfer her ne kadar para ve güç gerektirse de akıl da çok önemli.