Türkiye'nin en iyi haber sitesi
LEVENT TÜZEMEN

Avrupa'nın arka bahçesi

Türkiye'de büyük yöneticiler transfer edemedikleri yabancı futbolcularla ilgili hep kılıf uydururlar. Genellikle, "Kulübüyle anlaştık ama futbolcu gelmek istemedi. Oyuncuya ödeyeceğimiz ücret takım içi dengeleri bozar" görüşünü savunurlar. Ya da "Paramızı ayırdık ama oyuncu Şampiyonlar Ligi'nde oynayacak bir takıma gitmeyi tercih etti" açıklamasını yaparlar. Vereceğim örnekler yöneticilerin bu tezini çürütecektir.
Galatasaray yönetimi Gerets'in istediği "Ön libero" konusunda ciddi biçimde tam 5 yabancı ile görüştü. Maniche, 8 milyon euroya Atletico Madrid'e imza attı. Milan hiçbir bonservis ücreti istemeden Vogel'i Real Betis'e verdi. "Geldi gelecek" denilen Alou Diarra, Lens'tan Lyon'a geçti, Ze Roberto da 6 aylığına Santos'a imza attı. Somoza tercihini Villarreal'dan yana kullandı. Gravesen hep iki takımın şampiyonluk için yarıştığı İskoç Ligi'nde Celtic'e gitti.
Bu oyuncuların Türkiye'ye gelmemelerinin nedeni nedir? Bence Türk futbolu Avrupa'da göz kamaştırmıyor. Bizim televizyonlarımız Almanya, İngiltere, İtalya, İspanya hatta rölanti futbolun oynandığı Brezilya Ligi maçlarını naklen yayınlarken Türkiye Ligi, Avrupa'da ilgi görmüyor. Yabancı futbolcu Türkiye'yi kendine "Vitrin" olarak kabul etmiyor. Örneğin Vogel'in gittiği Real Betis ile Somoza'nın Nihat'la birlikte oynayacağı Villarreal Avrupa'dan elendi. Ama bu oyuncular Şampiyonlar Ligi'nde boy gösterecek Galatasaray'ı tercih etmedi. Fenerbahçe'nin "Anlaştık" dediği Ricardo Oliveira 17 milyon euro karşılığında Milan'a gitti.

KENDİMİZİ KANDIRMAYALIM
Somoza, Gravasen, Vogel, Maniche, Diarra, Ze Roberto Türkiye'ye gelselerdi onları kendi ülkelerinde kimse izleyemeyecekti. Ama biz bu oyuncuları hep izleyeceğiz. Çünkü o oyuncuların gittikleri ülkelerin ligleri Türkiye'de naklen yayınlanıyor.
Bize kimler geliyor? Ya doymuş isimler ya da kariyerinde atlaması gereken basamakları atlayamayanlar. Örnek mi? Edu, Kezman, Marcelinho, Musampa, Ricardinho.
Fenerbahçe'nin aldığı Edu tıpkı Felipe ve Alex gibi Avrupa macerası yaşamış ve Yunanistan'da başarısız olmuştu. Almanya'da Ailton gibi kariyerinin doyum noktasına ulaşan Marcelinho büyük paralara Trabzon'u seçti. Musampa da emeklilik için Trabzon'a geldi. En kariyerli görünen Kezman zirveye çıktığı Chelsea'de tutunamadı. Ardından Atletico Madrid'de forma şansı bulamadı. Kendimizi, "Ligimiz kaliteli ve zor" diye aldatmayalım. Gelen yabancıların çoğunu Avrupa'nın arka bahçesinden transfer ediyoruz.
Ön bahçesinde dolaşan isimleri getiremediğimiz gibi yanlarına bile sokulamıyoruz. Gelenler de yolunu şaşırıp İstanbul Boğazı'ndaki yunus balıklarına benziyor.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA