Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÜLKÜ TAMER

Panterin adı Turgay Şeren'di

Yine futbolla dolu bir hafta geçirdik. Dünya Kupası elemeleri, Bosna Hersek maçı, Galatasaray- Beşiktaş derbisi... "Futbol da bir sanattır" bahanesine sığınıp futboldan söz edeyim ben de. Belki de "bahane" değil. Galleano'dan Kuper'e nice yazar futboldan söz ettiğine göre...

***

Tarih hatırlamakta benden kötüsü yoktur. Hangi olayı ne zaman yaşamıştım, bilemem. Ancak "olsa olsa" derim. İlkgençlik dönemimde bir olay var ki, futbol anılarım içinde diriliğini hep korudu.
Galatasaray, Helsinborg'la özel bir maç yapıyordu. İkinci devrede Helsinborg solaçığı, Gazhane tarafındaki Galatasaray kalesine yerden bir şut attı. Top sağ alt köşeden girerken Cim-Bom'un kalecisi resmen uçtu, topu yumrukladı. Top Helsinborg santrforunun önüne düştü. Santrfor, penaltı noktası üstünden füze gibi bir şut çıkardı. Top sol direğin doksanından kaleye giriyordu...
"Gol" dedik. Ama kaleci yattığı yerden nasıl havalandı, karşı köşeye nasıl uzandı, topu yumruklayıp kalenin üstünden nasıl kornere attı, hâlâ akıl erdiremiyorum.
Bir kaleciyi sıradanlığın dışına çıkarıp "büyük kaleci" yapan da buydu işte. O golü hangi kaleci yese, kimse ağzını açıp bir şey söyleyemezdi.
Ama o, Turgay'dı.
***

İngiltere Ulusal Takımı'nın büyük kalecisi, benim de hayranlıkla seyrettiğim Gordon Banks (elbette kelimesi kelimesine aklımda değil) şunları söylemişti:
"Bir kalecinin iyi bir kaleci olduğu, onun yaptığı göz kamaştırıcı kurtarışlarla anlaşılamaz. Bir sürücü araba kullanırken, ansızın karşısına çıkan bir terslikten kurtulmak için inanılmaz direksiyon ustalıkları gösterebilir; bu, onun iyi bir sürücü olduğu anlamına gelmez. İyi bir sürücü, o tersliklerle karşılaşmamak için önlemini önceden alan kişidir. İyi bir kaleci de seyirciyi büyüleyen inanılmaz kurtarışlara başvurmak zorunda kalmadan görevini yapar."
"Yer tutmak"
, "oyunu iyi okumak", "karşı takımı tanımak" gibi temel kurallardan söz ediyordu Banks. O, topa uzanmıyor, top ona geliyordu çoğunlukla.
Turgay Şeren de öyle bir kaleciydi. Ayakları sapasağlam yere basan, kaya gibi bir oyuncu. Ama gerektiğinde, Helsinborg maçındaki gibi, mucizeler yaratabiliyordu.
Bu, onu "iyi" tanımının üstüne çıkarıyor, olağanüstü kılıyordu.
Direklerin arasında sadece güven veren biri olarak durmuyordu. Bir güven anıtı olarak yükseliyordu.
Yine mucizeler yarattığı Almanya maçından sonra "Berlin Panteri" denilmişti kendisine.
***

Hatalı gol yemedi mi Turgay? Elbette yedi. Ama önemli olan, sürdürdüğü çizgiydi. O çizgide iniş-çıkışların bulunmaması zaten beklenemezdi. O, en formsuz zamanında bile Turgay'dı.
"Büyük" sıfatı sadece iyi oyunla kazanılmıyor futbolda. İyi oyuna başka özelliklerin, erdemlerin de katılması gerekiyor. Pele büyük futbolcu idiyse, büyüklüğünü sadece sahadaki 90'ar dakikalarla elde etmemişti.
Turgay'ın "mahalli lig" döneminde penaltıdan yediği, ama onun büyüklüğünü kanıtlayan bir golü hatırlıyorum.
O yıllarda ne takımlar vardı İstanbul'da... Vefa, Emniyet, Süleymaniye, Beykoz... Üç Büyükler dışındaki en "korkulu" takım ise İstanbulspor'du.
Bir zamanların İstanbulspor forvetini nasıl unutabilirim... Kasapoğlu, Aydemir, İbrahim, İhsan, Güngör... Aydemir'in frikikleri, İhsan'ın füzeleri, Üç Büyükler'i az mı perişan etmişti. İbrahim ise Galatasaray'ın belalısıydı.
İstanbulspor, Galatasaray'la yaptığı bir maçta 2-1 yenik durumdaydı. Maçın sonlarına doğru bir penaltı kazandı. İbrahim topu penaltı noktasına dikti. Biraz geriledi. Sonra durdu. Ağır ağır Galatasaray kalesine doğru yürümeye başladı. Hepimiz "Acaba ne yapacak?" diye merakla bekliyorduk. İbrahim, kaleci Turgay'ın yanından geçti; onun ağlara astığı havlusunu alıp kendisinin çamur içinde kalmış ayakkabılarını sildi. Sonra penaltı noktasına dönüp golünü attı. Beraberlikten çok, onun bu davranışına içerlemiştik. Sadece biz Galatasaraylılar değil, tribünde yanımda oturan İstanbulsporlular bile golü alkışlamadılar. İçlerinden gelmedi.
Bu, başka bir kaleciye, sözgelimi Varol'a yapılsa belki keyfe gelir, kıyameti koparırlardı. Ama o kaleci, Turgay'dı. Büyüklüğünü "dosta düşmana" kabul ettirmiş, sporculuğunu saygınlıkla özdeşleştirmiş bir ustaydı.
Maçlar kurtaran nice kaleciler geçti futbolumuzdan. Ama Turgay ağların önündeki yerini bugüne kadar hep korudu.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA