Hacı Emin Efendi Sokağı 50'lerin Çarşıkapı'sında, Soğanağa'sında olabilirdi. Ama Teşvikiye'de, Topağacı'nda. Küçük bir sokak. Yeni yapıları var. Ayırıcı özelliği, eski İstanbul komşuluk ilişkilerinin hala korunduğu bir sokak olması. Atlas Elektrik Reyhan'la başlayıp Aslı Market Zahit'le sona eriyor. Arada hep perakende satışlar yapan ama nedense toptancı dediğimiz bir dükkan, iki kasap, bir nalbur, bir köfteci (eskiden kebapçıydı), bir kuru temizlemeci, bir ganyan bayii, evler ve kediler var.
Toptancı Adalet Hanım'a her gün mutlaka bir kere uğranılır. Deterjan, diş macunu, kalem pil alınırken hep başka şeylerden söz edilir.
Oktay, babasının ölümünden sonra kebapçıyı köfteciye çevirdi. Koyu CimBomlu. Su katılmamış "delikanlı". Her tartışmanın içindedir. Neslihan'ın Kebabo adını taktığı beş bin yaşındaki kediye bağırır hep. Ama çaktırmadan da onu sever. Yanında çalışan Varol ise Kebabo'yu Adalet Hanım'dan aldığı mamayla besler. Neslihan'ın her gün verdiği "haraç" la da. Bir ara içeri düşmüştü Varol. Yazın Ada'da denize gireceği tutmuş. Sudan çıkınca bir de bakmış ki, kıyıya bıraktığı pantolon yok. Don gömlek karakola gitmiş. Eve de öyle dönmüş. Neden sonra pantolon bulunmuş. Bulunmuş ama cebinde de esrar çıkmış. "Vay! Sen esrar içiyorsun ha!" Varol, "Yahu, cebimde esrar olsa karakola gider miydim!" demiş. Nafile. Varol içeri. Sonunda suçsuzluğu anlaşıldı. Varol kurtuldu. Biz de hapishane ziyaretlerinden kurtulduk.
Kuru temizlemeci Nedim, sokağın en eskilerinden. Bir tragedya yaşadı geçen yıl. Kızı Mecidiyeköy'de öldürüldü. Katil hala bulunamadı. Şimdi sokak halkı imza topluyor. Belki polis daha bir gayrete gelir diye.
Nedim, Gol Osman'ın oğlu. Gol Osman ganyan bayiiydi. Torununun ölümünden bir süre sonra o da öldü. Şimdi dükkanı gencecik ortağı (benim de oyun ortağım) Yusuf çekip çeviriyor. Kardeşleri İbo ve Hüseyin'le birlikte.Koşuyorsa, Berfin'i altılısına tek yazıyor. Berfin, dünya güzeli kızının adı çünkü.
Zahit'in Aslı Market'i de uğrak yeri.Çırağı Ayhan'ı Apranti Okulu'na yazdırdı Zahit. Ayhan yetişecek, jokey olacak, sokağa tüyo verecek.
Arada evler. Eczacı Selim, Ali Bey, Hayriye Hanım, Sabahat Hanım, Ekrem Bey . Herkesin herkesi tanıdığı bir sokak.
Ve her yerde kediler. Sokak kedisi olsaydım, Hacı Emin'de yaşamak isterdim. Hepsi kutu mamalarla, sütlerle besleniyor. Hastalansa veterinere götürülüyor. Bizim kapının gediklisi Mühürlü . Sonra Pışık . Kebabo da geliyor sık sık. Karnı tok. Ama "gitmezsem Neslihan'a ayıp olur" diye düşünüyor herhalde. Verdiği mamayı dişsiz ağzıyla geveleyip duruyor.
Yatmadan önce de asayiş yerinde mi diye Hacı Emin'i teftiş etmeyi unutmuyor.
***
Bu yazıyı yaklaşık sekiz yıl önce yazmıştım. Yayımlanmadı. Önümüzdeki hafta çıkacak İstanbul Sokakları-101 yazardan 100 sokak adlı kitapta yer alıyor (Yapı Kredi Yayınları). Yapıtta İstanbullu ya da sonradan İstanbullu olmuş yazarlar kendi sokaklarını anlatıyor.
Ben de Hacı Emin'i böyle anlatmışım işte.
***
Ama o kadar yıl içinde neler olmuş...
Bizim sokak da değişime uğramış. Eski yapılar yıkılıyor, yerlerini yenileri alıyor.
Asıl önemlisi, Hacı Emin'in insanları...
Sokağın başındaki Reyhan elektrikçi dükkanını kapatıp taşındı, yerini çiçekçi aldı.
Sokağın sonundaki Aslı Market de öyle. Ama Zahit, marketini biraz aşağıda yeniden açtı.
Çırağı Ayhan, okulunu çoktan bitirdi, apranti oldu. At bile bindi birkaç kere. Şimdi askerde. Terhisini bekliyoruz umutla. Yeniden pistlere döner de bize tüyo verir diye.
Gol Osman'ın oğlu Nedim de kapattı dükkanını, gitti. Kızının katili hala "meçhul" . Sokaktakilerin imzaları bile bir işe yaramadı. Ortağı Yusuf Güzelbahçe'ye taşındı. İşini orada sürdürüyor. Kızı Berfin, bir genç kız şimdi.
Dünya güzeli sevgili Sabahat Hanım da öldü. Gözümüz penceresine takılınca içimiz titriyor.
Adalet Hanım, Oktay, Varol yerli yerinde...
Kedilere gelince... Onlar azaldı. Mühürlü, bir yuvaya kavuştu. (Bizim evdeki kediler hala üç... Renkli yerli yerinde. Bico'nun yerini bir başka Bico aldı. Bir de Pofuduk var. Rumelihisarı sırtlarında bulduğumuz, ayağını gelincik ısırmış yavru, şimdi dünyanın en güzel kedisi olarak salınıyor.)
Sokaktaki en büyük değişim, bence Kebabo'nun yokluğu... Kebabo, Hacı Emin'in simgesiydi adeta. Yazımı yazdıktan kısa bir süre sonra öldü.
Dünyayı bilemem... ama herhalde Türkiye'nin en yaşlı kedisi olarak.