Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Akbaba Operasyonu

Hani, "Toprak bile kabul etmez" diye bir deyiş vardır ya; Arjantin'de işte öyle bir olay yaşandı.
Onu geçenlerde ölü buldular. 17 Mayıs sabahı hücresinin tuvaletinde, klozette otururken son nefesini vermişti. 87 yaşındaydı.
O? Arjantin'i 1976-1981 arasında demir yumrukla, kanla, ölümle yöneten askeri diktatör General Jorge Rafael Videla. Oh, affedersiniz, sadece Jorge Rafael Videla. Çünkü iki kez müebbet ve de onların üstüne 50 yıl hapis cezasına çarptırıldıktan sonra rütbeleri sökülmüştü.
Ailesi onu 1925'te doğduğu yerde, Mercedes kasabasında toprağa vermek istedi. Halk ayaklandı. "Kasabamızın Arjantin faşistlerinin ziyaret mekânı olmasını istemiyoruz" dediler ve eklediler: "Cesedini denize atın, olsun bitsin. Zaten o da kurbanlarına öyle yapmıştı."
Videla'nın diktatörlüğü dönemindeki "Ölüm uçuşları"nı kastediyorlardı kasabalılar. Videla ile başlayıp, daha sonra ondan bayrağı devralan Reynaldo Bignone ile süren "Çarşamba gecesi uçuşları"nı.
Gözaltındaki muhalifler, rejim karşıtları "Sizi başka bir cezaevine nakledeceğiz" bahanesiyle ve "Ama önce bulaşıcı hastalıklara karşı aşı olmalısınız" diyerek iğneyle uyuşturulduktan sonra askeri uçağa bindiriliyor, Atlantik Okyanusu'na atılıyordu.
"Ölüm uçuşları" şeytanca bir planın parçasıydı: "Condor Operasyonu".
"Condor", Latin Amerika'ya özgü bir akbaba türü. Sınır tanımadan kıtanın bir ucundan öbürüne uçar. Kıtadaki rejim muhalifleri de öyleydi; ülkelerinde darbe olunca hemen sınırı geçip demokratik rejimlerden birine sığınıyorlardı.
Ama... Brezilya, Paraguay, Şili, Arjantin, Bolivya ve Uruguay'da peş peşe darbelerle diktatörler işbaşına geldi. Ve muhaliflerine kaçacak delik bırakmamak için ortak bir plan geliştirdiler. Tüm diktatörlüklerin gizli servisleri, güvenlik güçleri ve orduları birlikte çalışacak ve yakaladıkları muhalifleri ilgili ülkeye teslim edeceklerdi... Ya da ortadan kaldıracaklardı! Bir tür "Zulüm ortak pazarı" oluşturuyorlardı.
Videla ikinci seçeneği benimsedi. Sadece Arjantinli muhalifleri değil, "Condor Operasyonu"na ortak tüm ülkelerin muhaliflerini "Ölüm uçuşları" ile ortadan kaldırdı.

***
Çok yıllar sonra, Arjantin demokrasiye dönünce mahkemeye çıkarıldı. En az 30 bin kişinin ölümünden sorumlu tutuluyordu.
"O kadar değil" dedi, "Taş çatlasın 7-8 bin kadar olmalı..."
Sonra bir ara 22 bine kadar çıkar gibi oldu.
Daha sonra "Belleğim zayıfladı, hatırlamıyorum" diye kestirip attı.
Ama canı istediğinde belleği geri geliyordu. Hücresinde bir gazeteye yaptığı açıklamada, "Hiçbir şeyden pişmanlık duymuyorum" demişti, "Terörle ve yıkıcı akımlarla savaşı kazanmamız için o insanların ölmeleri gerekiyordu. Ama onları ne kurşuna dizebilirdik, ne de yargılayabilirdik. En temizi iz bırakmadan ortadan kaldırmaktı..."

***
Mercedes kasabasının öfkesi karşısında ailesi geri adım attı. Ölümünden günler sonra, 23 Mayıs gecesi başkent Buenos Aires'in banliyösündeki Pilar özel mezarlığında toprağa verildi. Açıklaması ise günler sonra 29 Mayıs'ta yapıldı.

***
Ölmeseydi, "Condor Operasyonu"ndan da kesin bir müebbet daha yiyecekti. Dava kalan 24 sanıkla devam edecek.
Ama asıl sanığın, "Condor Operasyonu"nun gizli mimarının adı bile geçmiyor davada. Kim mi? Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger.
Son bir soru: Terörle ve yıkıcı akımlarla mücadele gerekçesine sığınılarak Latin Amerika'daki darbe zincirine son halka hangi ülkede eklendi? Elbette, Türkiye'de. 12 Eylül 1980'de...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA