Publius Cornelius Tacitus... Bir başka deyişle, Caius Cornelius Tacitus... Ya da kısaca Tacite. M.S. 55-120 yılları arasında yaşadığı söylenir. Bana göre tüm zamanların en iyi tarihçisi o...
Çünkü sadece kendi döneminin tarihini yazdı. Neron'la başlayıp Dometius'la devam eden, Nerva ve Trajan'la noktalanan dönemi. Yani, aşağı-yukarı yüz yıllık bir kesiti.
Çünkü sadece tarihi yazdı; edebiyata, süslü laflara ihtiyaç duymadan.
Bir ara Anadolu'da valilik de yapmış olan Tacite şöyle der:
"Yakıp-yıkmak, katletmek, yağmalamak için kendilerini imparatorluk ilan ederler. Ve arkalarında bıraktıkları çöle de barış derler..."
Antik Roma İmparatorluğu döneminde de aynı tablo... Modern Roma İmparatorluğu döneminde de aynı tablo.
Tıpkı Irak'ta olduğu gibi...
***
Irak'ta şu sıralar Saddam Hüseyin'in Baas rejiminin devrilmesinin ve ABDİngiltere işgalinin başlamasının 10'uncu yıldönümü kutlanıyor.
Hayır, "Kutlama" yanlış ifade. Doğrusu, "Anılıyor."
Hem de sessiz sedasız. Ne ABD'de ciddi bir etkinlik var, ne de Irak'ta.
Ama vicdanları sızlayanlar, son 10 yılın bilançosunu çıkarmaya devam ediyorlar.
O bilançolardan birkaç veri aktarayım...
***
BM Güvenlik Konseyi kararıyla ambargonun uygulandığı 1991-2003 arasındaki dönemde Irak'ta, UNESCO raporlarına göre yarısı çocuk olmak üzere 1 milyon kişi öldü. ABD-İngiltere işgalinin başladığı 2003 Mart'ı ile 2013 Mart'ı arasındaki dönemde ise 1.5 milyonu aşkın Iraklı yaşamını yitirdi.
Buna ek olarak, en az 250 bin, kimilerine göre ise 1 milyonu aşkın Iraklı kayboldu. Yani kaçırılıp infaz edildi. Sadece mülteci konumuna düşenlerin, yani vatanlarını terk edenlerin kayıp çocuklarının toplamı 100 bini aşıyor.
Irak'ın işgali Ortadoğu tarihinin en büyük, en ürpertici göçüne yol açtı. BM'nin bir raporuna göre, 2.8 milyon kişi ülke içinde yerinden-yurdundan edildi. Irak Kızılayı'nın bir raporuna göre ise 2.5 milyonu aşkın Iraklı ülke dışına kaçtı. Bu, 31 milyon nüfuslu Irak'ta, her 6 kişiden birinin göçmen veya mülteci konumuna düştüğü anlamına geliyor. Üstelik bu raporlar, 2007 ve 2008 tarihli. Son 5-6 yılda kim bilir kaç Iraklı daha terk-i diyar etti...
ABD-İngiltere işgali, Irak'ta tarihin en korkunç, en büyük insanlık krizlerinden birine ebelik etti. Bugün 11 milyon Iraklı gecekonduda yaşıyor. Kentlerde yaşayanların neredeyse yarısı. Oysa "Gaddar diktatör" Saddam döneminde, örneğin, BM yaptırımlarının nefes bile aldırmadığı 2000'lerin başında, gecekonduda yaşayanların sayısı 2-2.5 milyon arasıydı. İşgal ile 5'e katlandı!
Bitmedi; 8 milyon Iraklı'nın acil yardıma ihtiyacı var, 4 milyon Iraklı aç yatıp aç kalkıyor. Nüfusun yüzde 70'i elektrikten yoksun yaşıyor.
Geldik, başlıkta vurgu yaptığım dullara ve yetimlere...
Irak'ta her yıl, 5 yaşın altındaki 55 bin çocuk ölüyor. Açlıktan, bakımsızlıktan, tedavisizlikten.
Yetimlerin sayısı ise en az 5 milyon olarak tahmin ediliyor. Neredeyse her 3 çocuktan biri babasız.
Irak Aile Bakanlığı verilerine göre, İran savaşı, Körfez savaşı ve ABD işgali, ülkede
3 milyonu aşkın kadını dul bıraktı. Bunun yarısından fazlası işgal döneminin sonucu.
Irak artık dullar ve yetimler diyarına dönüştü.
Daha önce, bir-iki yazıda belirtmiştim, tekrarında sakınca yok.
Hitler'e atfedilen bir deyiş var: "Bir kişinin ölümü trajedidir, bir milyon kişinin ölümü ise istatistik..."
Sanki, Irak için söylenmiş!