95 yaşındaydı ama beyni 20 yaşındaki gençten daha gençti. 95 yaşındaydı ama 20 yaşındaki gençten daha öfkeliydi ve bir tür "Sivil itaatsizlik" eylemi olarak herkesi öfkelenmeye çağırıyordu.
İki yıl önce, 2010 Ekim'inde yani 93 yaşındayken yazdığı, "Indignez-vous" başlığıyla yayınlanan, dilimize "Öfkelenin!" diye uyarlayabileceğimiz topu topu 22 sayfalık kitabı 34 dile çevrilmiş, 100 ülkede 4 milyon adetten fazla satmıştı.
***
Şöyle diyordu kitapta:
"Dünyamız değişti, çok karmaşıklaştı; insanı kızdıracak nedenler, bugün eskisi kadar açıkça görülemiyor. Kim emrediyor, kim karar veriyor?.. Ayrım yapmak o kadar kolay değil. Çevirdikleri dolapları hemen kavrayabileceğimiz küçük bir elit tabakayla karşı karşıya değiliz. Bu dünyanın ne denli katlanılmaz hale geldiğini anlamak için çok dikkatle bakmak, çok titizlikle aramak gerekiyor.
Gençlere diyorum ki, 'Ararsanız, bulursunuz...' Gençlere yine diyorum ki, 'Ben yokum' demek, insanın kendisine ve dünyaya yapabileceği en büyük kötülük. 'Ben yokum' diyenler, insan olmanın en temel özelliklerinden birini, kızıp öfkelenme ve onun sonucu taraf olma özelliğini yitirmiş demektir."
Ve hemen her sayfasında tekrarlanan çağrı:
"Gençlere diyorum ki; çevrenize bakın, kızıp öfkelenmeye değer bir sürü şey bulacaksınız..."
***
Onun "Öfkelenin" çağrısı Atina'dan Madrid'e, Brüksel'den Paris'e, Roma'dan Lizbon'a krizdeki tüm Avrupa başkentlerindeki "Kemer sıkma" ve "Yoksullaştırma" önlemlerini protesto eden gençler için kamçı oldu.
Sadece gençler değil, işini yitirmiş, evine haciz konulmuş orta yaşlılar için de... Aylığı kırpılmış emekliler için de...
Sonra o çağrı Atlantik'i aştı, New York'taki "Occupy Wall Street" hareketine direniş gücü sağladı...
***
95 yaşındaydı ama yaşıtları çoktan dünyaya veda etmiş veya Alzheimer ile boğuşurken, o toplumsal ayıpları ve dünya sorunlarını izlemeye devam ediyordu. Yazmaya da. 2011 Mart'ında bir kitabı daha yayınlanıyordu: "Engagez-vous!". Onu da "Taraf olun" diye çevirebiliriz. Kitleleri, özellikle gençleri krizin faturasının kendilerine kesilmesine karşı harekete geçmeye çağırıyordu.
***
20'nci yüzyılın başlarında, 1917'de Berlin'de doğmuştu. 20 Ekim 1917'de. Kendi ifadesiyle, "Lenin'in Bolşevik Devrimi yaptığı günlerde..."
Annesi ve babası Yahudi'ydi ama din değiştirip "Lutheryen" olmuşlardı. Ailesiyle birlikte çocuk yaşta Paris'e göç etmiş, 1937'de Fransız vatandaşı olmuştu. Ancak bu uyruk değişikliği Naziler'in onu toplama kampına göndermelerini engelleyememişti.
Kamptan kaçmış, General de Gaulle'ün direniş hareketine katılmış, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra da BM İnsan Hakları Sözleşmesi'ni hazırlayan ekipte yer almıştı.
Zaten yaşam değerleri de bu iki sütunun üstünde yükseliyordu: Fransız Direniş Hareketi'nin erdemli ilkeleri ve İnsan Hakları Sözleşmesi.
***
Onun adı Stephane Hessel'di. Haksızlığa başkaldırının canlı simgesiydi. Önceki gün son nefesini verdi. Ama "21'inci yüzyılın manifestosu" diye nitelenen "Öfkelenin!" çağrısı kuşaklar boyunca kulaklarda ve meydanlarda yankılanmaya devam edecek.