İki Kore arasında silahtan ve insandan arındırılmış bir bölge uzanıyor. 248 kilometre uzunluğunda ve 4 kilometre genişliğinde bir koridor olan bu bölge ünlü "38'inci paralel"i oluşturuyor.
Ama bölgenin bir özelliği daha var: Birçok hayvan ve bitki türü için koruma alanı işlevi görüyor. Turnadan balıkçıla kadar yüzlerce kuş türü, dev bir doğal parka dönüşmüş olan "Yasak bölge"de hayatın tadını çıkarıyor.

YENİ ASIR'a göz atarken fark ettim. Meğer İzmir'de de böyle insandan arındırılmış bir "Doğal park" oluşmuş. Hem de kentin göbeğinde!
Basmane'deki eski otogar alanı 20-25 yıl önce kazıldı. Projeye göre orada "Dünya Ticaret Merkezi" inşa edilecekti. Ama ne zaman bir iş makinesi bölgeye girse, sözde İzmir'in avukatlığına soyunan "İstemezük"çüler hemen soluğu yargıda alıp "Yürütmeyi durdurma" kararı çıkarttığı için, orası dev bir çukur olarak kaldı.
YENİ ASIR'daki fotoğrafa bakınca gözlerime inanamadım. Yağmur suları dev çukuru doldurup bir göle çevirmiş. Suyu yosunlar kaplamış. Kenarlarında ağaçlar yükselmiş.
YENİ ASIR'ın Genel Yayın Yönetmeni Şebnem Bursalı'yı arayıp sordum: "Hayvan da var mı yeni doğal parkınızda?" Güldü; kuş ve kurbağa sesinden geçilmiyormuş.

Gazetenin İzmir'in bu yeni "Doğal park"ıyla ilgili haberi farklıydı tabii.
"Dünya Ticaret Merkezi" projesinin sahibi Egeli bir grup girişimcinin kurduğu "Güçbirliği Holding"di.
Haberde, "Doğal park"ın, yani "Dev çukur"un tapudaki hisselerinin önemli bir bölümünün TMSF'ye (Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu) geçtiği anlatılıyordu. TMSF de İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne "Projedeki hisselerimizi satacağız" diye haber göndermiş.
Güçbirliği Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Zorlu "Biz hisselerimizi asla satmayacağız" diye dayatıyormuş.

Peki, Basmane'deki bir çukurun mülkiyetinin önemli bir bölümü nasıl TMSF'ye geçti? Anlatayım.
"Güçbirliği Holding"i kuran işadamları aldıkları hisseleri teminat göstererek bankalardan kredi çektiler. En başta da kendi kurdukları bankadan. Daha sonra Ege'nin diğer önemli bankalarından.
Ne var ki, vadesi gelince kredilerini kapatmadılar. Zaten ödemek niyetiyle almamışlardı kredileri.
Onlara kredi açan bankalar da battı tabii! Hepsine TMSF el koydu.
Bankalar TMSF'ye geçince, "Dev çukur"un teminat olarak gösterilen hisseleri de TMSF portföyüne girmiş oldu.

Biraz param olsa, bir vakıf kurar, TMSF'nin elindeki hisseleri satın alıp o vakfa devreder, böylece Basmane'deki "Dev çukur"un hep bir "Doğal park" olarak kalmasını sağlardım.
Daracık görüşlü ve de bencil mi bencil İzmirliler'e inat olsun diye...