Başbakan Erdoğan ile bu sohbeti Seul'den Tahran'a geçerken gecenin bir vaktinde ikmal için mola verdiğimiz Almatı'da yaptık. Günün ilk ışıklarının belirmediği bir saatte Tahran'da kâğıda döktük. Siz göz atarken biz Meşhed'te olacağız.
Erdoğan dün Tahran'da Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Rahimi ve Meclis Başkanı Ali Laricani ile görüştü. Gezisinin son randevusu dini lider Ayetullah Ali Hamaney'di.
Hamaney, Meşhed'deydi. Çünkü İranlılar Nevruz Bayramı'nı uzun bir tatil olarak kutluyor. Hamaney de tatil için Şiiler'in Kerbela ve Necef'ten sonra üçüncü kutsal kenti olan Meşhed'i seçmişti.
İşte Erdoğan'ın gündemin sıcak iç ve dış konularıyla ilgili değerlendirmeleri...
* İran ve P5 arasındaki nükleer kriz görüşmelerine ev sahipliği yapma talebimiz kabul gördü mü:
- İran'ın nükleer çalışmalarına ilişkin P5+1 toplantısının İstanbul'da yapılması teklifimiz kabul gördü. Ashton, bizzat kendilerinin kabul ettiğini söyledi. İran da daha önce kabul etmişti.
* 4+4+4 konusunda bir anket çalışması yaptınız mı?
- Çok farklı değerlendirmeler yaptık. Nimet Hanım'ın bakanlığı döneminde yapılan Eğitim Şûrası'nda bu konuda çalışmalar başladı. Arkadaşlara "Dünyadaki uygulamaları da getirin" dedim. Sizlere ilk kez açıkladığım gibi, "hizmet alımı" ile eğitim ve öğretim başlattığımızda, anında özel okul şansı doğacak. "Hizmet alımı" ile öğrenci başına özel okullara destek vereceğiz. YGS ve LYS'yi de kaldıracağımız için, dershanelerin de kalkmasını arzu ediyoruz. Vatandaşa ciddi külfet oluşturduğunu görüyoruz. Ama artık doyuma ulaşmıştır. Belirli birikimleri ve kadroları var, onlar da okullaşsınlar. Biz de onlardan hizmet alalım. Özel hastanelerden hizmet alımı gibi.
* LYS ve YGS kalkacaksa üniversiteye girişler nasıl olacak?
- Okul başarı puanları gibi kriterlerle öğrenciler liseden sonra üniversiteye girecek. Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı'nın da YÖK'ün de altyapı çalışmaları var.
* Bülent Arınç "Böyle bir çalışmamız yok" diyor.
- Bu bizim arkadaşlarla kendi aramızda yürüttüğümüz bir çalışma. Liderler istikameti verir, alttakiler de gereken çalışmaları yapar.
* Dış basında Türkiye'nin yeni bir anayasa ihtiyacına vurgu yapan yayınlar var. Yeni anayasa çalışmaları nasıl gidiyor?
- Cemil Bey'le görüştüm. Ciddi bir hızlanmanın varlığından söz etti. Nisanda yazılımına geçmeyi planladıklarını söyledi. Temennim "kesintisiz anayasa"...
* Anayasa konusunda bir uzlaşmama riski var mı?
- Tabii ben uzlaşmayla bunun halledilmesi yanlısıyım. Umarım Meclis'te grubu bulunan dört partinin temsilcileri, STK'ların da görüşlerini aldıkları bu komisyonda uzlaşmayı başarırlar. Bu işi tamamlayabilirlerse çok daha güçlü bir anayasa ortaya çıkar.
* Diğer partilerin kırmız çizgileri var. Bir 'B Planı'nız var mı?
- Arkadaşlara "Bu süreci tıkayan biz olmayalım" diye söyledim. Derdimiz bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek. Herkesin kırmızı çizgileri nedir görelim, değerlendirelim. Kısa süre önce milletin onayından geçen 26 maddelik bir paket var. Bunu geri çekemeyiz. Bunu zenginleştirelim, buna varız tabii. 4 parti uzlaşamazsa, B Planı, uzlaşabilen partiler ne yapabilir onu görmek olur.
* Özgür Gündem'in kapatılması konusunda ne düşünüyorsunuz?
- Kurumların kapatılmasına sıcak değilim. Failler cezalandırılmalı, tüzel kişiler değil. Siyasette de böyle. 4-5 kez kapatıyorsunuz. Yenisi kuruluyor...
* Şike konusunda da siz "Suçun şahsiliği" vurgusunda bulunmuştunuz...
- Doğru. Platini'ye söyledim. O da "Haklısınız ama uygulama böyle" dedi. Ben de "Düzeltelim, o zaman" dedim. Şike sahaya yansımış mı bakılır ve karar ona göre verilir. Aksi halde kulübü cezalandırmak neden? Para cezası vermek neden? 8 takım birden ligden düşerse ne olur, futbol biter. Ceza davası ile futbol federasyonunun kararını birbirinden ayırmak lazım.
Platini'ye de İngiltere örneğini verdim. Orada holiganlar yüzünden Thatcher İngiliz takımlarının Avrupa'ya çıkışını 5 yıl yasakladı. Ne oldu? Kendi aralarında gayet güzel devam ettiler. Döndükleri sene de şampiyon oldular.
Başbakan, Arap Baharı'nı değerlendirirken ise, "Kaddafi'nin sonunun böyle olmasına üzüldüm" yorumunu yaptı.