Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Sıradakiler

Telaşsız adımlarla kürsüye yürüdü ve sözcüklerin üstüne basa basa konuşmaya başladı: "Ulusal çıkarların, hukuk devletinin, kurumların güvencesi olacağım, şehitlere ve devrimin amaçlarına sadık kalacağım..."
Sonra gözleri dolu dolu Kuran'a el basarak yemin etti... Moncef Marzuki, parlamentodaki bu sade törenle Tunus'ta Zeynel Abidin Bin Ali sonrası dönemin ilk Cumhurbaşkanı olarak göreve başladı.
Aynı saatlerde Bin Ali, Suudi Arabistan'dan avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamada, "Ben kaçmadım, bir darbenin kurbanı oldum" diyordu ve "Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı General Ali Seriati ile Genelkurmay Başkanı General Raşid Amar bana komplo kurdular" diye sızlanıyordu ama kimse kulak asmadı.
Tunus'ta şimdi "Normalleşme"nin son adımlarından biri atılacak ve seçimlerin galibi En Nahda'nın ikinci adamı Hamadi Jebali yeni hükümeti kurmakla görevlendirilecek. (İlginç bir not: En Nahda'nın genel merkezinin toplantı salonu girişinde konukları Başbakan Erdoğan'ın takım elbiseli dev bir portresi karşılıyor.)

Jebali hükümetinin işbaşı yapmasıyla, devrimin başladığı 17 Aralık 2010'dan aşağı- yukarı bir yıl sonra nehir yatağına dönmüş olacak.

***
Tunus'ta sular durulurken, Mısır'da iktidarın sivillere devredilmesini öngören seçimler kazasız-belasız devam ediyor. Yemen'de geçici bir hükümetin kurulmasıyla halkın öfkesi yatışmaya başladı. Libya'da da geçiş dönemi yönetimi Bingazi'de, Misrata'da, Trablus'ta "Özel iktidar parselleri" oluşturan silahlı milisleri binbir güçlükle de olsa pasifize etmeye çalışıyor.
Suriye'ye gelince; Baas rejimini kuşatan çemberin her geçen gün daha da daraldığını söyleyebiliriz. Hem sonra "Beşar Esad yönetimi 2012'yi göremeyecek" diyen Batı liderlerinin bir bildikleri var herhalde; değil mi?

***
"Arap baharı" Magrip'ten Maşrık'a koca coğrafyanın çağı yakalamasıysa, mantıken Suriye'den sonrası olmalı...
Peki, sıradaki kim? Bir başka deyişle, "Arap baharı"nın 2012'deki güzergâhında hangi ülke ya da ülkeler yer alacak?
Cevabı, Viyana'dan geldi. Hani Cumhurbaşkanı Gül'ün İsrail Dışişleri Bakanı Ehud Barak'la aynı kareye girmemek için akşam yemeğine katılmadığı "Dünya Siyaset Konferansı"nın konuşmacılarından Amr Musa'dan.
Amr Musa, bildiğiniz gibi, Arap Birliği'nin eski Genel Sekreteri ve Mısır'da önümüzdeki yıl yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminin en güçlü adaylarından biri.
Viyana'daki konferansta yaptığı konuşmada şöyle dedi Amr Musa: "Artık diktatörlük rejimlerinde yaşamak istemiyoruz. Tüm Ortadoğu değişmeli. Göreceksiniz, bu değişim rüzgârları farklı güçlerde de olsa tüm ülkelerde esecek."
Katılımcılardan Suudi Arabistan'ın Londra ve Washington eski büyükelçisi, şimdilerde Riyad'daki "İslami Araştırmalar Enstitüsü"nün başkanı Prens Turki El-Faysal, Amr Musa'nın kendi ülkesini ve önemli bir parçası olduğu rejimini hedef aldığını hemen anladı: "Suudi Arabistan kurulduğu 1932'den bu yana sürekli ekonomik ve siyasal reformlar yapıyor. Yönetenler ile vatandaşları arasında uyumlu bir süreç bu. Ama istikrara daha çok önem veriyoruz..."
***

2012'nin eşiğindeyiz. ABD'deki düşünce kuruluşları gelecek yıl ülkeleri için en önemli "Potansiyel riskler"i sıralıyorlar: 1- Pakistan'la silahlı çatışma (Yani savaş) olasılığı. 2- Suudi Arabistan'da sosyal huzursuzluğun çığırından çıkması (Yani halk ayaklanması) tehlikesi...
ABD'nin korktuğu başına gelecek mi; hep birlikte göreceğiz...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA