SABAH'TAN MEKTUP

Başbakan Erdoğan bir süredir her fırsatta KCK operasyonlarının önemini vurgulamaya çalışıyor, aydın kesime uyarılarda bulunuyor.
Almanya'daki konuşmalarında PKK'nın yurtdışı bağlantıları kadar KCK'ya da yer verdi.
Berlin-Cannes gezisine katılan 9 genel yayın yönetmenine KCK'yı anlattı uzun uzun.
İşte dün bayram namazı çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlarken, yine KCK öncelikli maddesiydi.
Gerçekten de KCK bir buzdağı. Abdullah Öcalan'ın "Demokratik özerklik" önerisinin çok ama çok ötesine geçen bir proje.
Sanki devlet içinde devlet örgütlenmesi. Yasama organı, yani parlamentosu var; yürütme kurulu, yani hükümeti var; yargı organı, yani mahkemeleri var.
Aylardır süren operasyonlarla KCK'nın şeması aşağı-yukarı çözüldü. Yasama, yürütme ve yargı organlarında kimlerin yer aldığı belirlendi.
Örneğin, yasamanın başında Zübeyir Aydar var. Yürütmenin sorumlusu Murat Karayılan. Yargının başındakine gelince; KCK iddianamesiyle kimliği açıklandığında, çok şaşıracaksınız.

***
Gelişmeler, KCK dosyasının daha uzun süre Türkiye gündeminin ilk sıralarında kalmaya devam edeceğini gösteriyor.
Çünkü yetkililerin açıklamalarının satır aralarındaki bilgiler PKK-KCK-BDP arasındaki organik bağların neredeyse ayrıntılarıyla belirlendiğini ortaya koyuyor.
Peki, nasıl bir bağ bu? Kimler tarafından, kimler üstünden yürütülüyor?
"Özel İstihbarat Servisimiz"den bu sorulara yanıt aramalarını istedim. Bir hafta sonra önüme kalın bir dosya koydular. Ve de üç bölümlük bir yazı dizisi.
"BDP'de Kandil'li deprem" adını verdiğimiz diziye yarın başlıyoruz.
İlgiyle okuyacağınızdan eminim. İlgiyle ve de ürpererek...
***
Sağlıklı ve mutlu bir hafta dileğimle...