Dünkü SABAH'ta, bu köşede yukarıdaki başlığın parantez içinde "1" uyarısı yer alan bir yazı yayınladım.
Yazıda, terörle mücadelede bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az seçeneğin bulunduğunu anlatmaya çalıştım. Ve bu seçenekler arasında Sri Lanka ve Kolombiya senaryolarının Türkiye'ye ne uyduğunu, ne de yakıştığını belirttim.
Ve de dedim ki, geriye bir İngiltere'nin IRA'ya, bir de İspanya'nın ETA'ya karşı yürüttükleri uzun soluklu, sabırlı mücadele kalıyor. Türkiye için de en doğru, en insani tercih bunlardan biri olmalı. Olabilmeli.
Özellikle de İspanya'nın Bask ayrılıkçı terör örgütü ETA'ya karşı neredeyse 60 yıldır uyguladığı strateji.
İspanya'nın stratejisini iki başlıkla özetleyebilirim:
1- Ülkenin bölünmez bütünlüğünden ödün vermeden, terör örgütüne karşı devletin tüm imkân ve araçlarını seferber etmek.
2- Örgütü asgari müştereklerle mutabakata razı etmek için siyasal kanalları, yani diyalog kapılarını açık tutmak. Hem de muhalefetin ve terör mağdurlarının sivil toplum kuruluşlarının "Teröristlerle masaya oturuluyor" eleştirilerini göğüslemeyi göze alarak.
***
İspanya'da geçen hafta içinde Arnaldo Otegi, 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Suçu: "Terör örgütünün yönetim kadrosunda yer almak." Otegi, ETA'nın siyasal kolu veya vitrini Batasuna'nın lideri konumunda.
Bizimle paralellik kurmak gerekirse, Batasuna'yı BDP ya da ondan önceki halkalar (Örneğin DEP gibi) olarak düşünebiliriz, Otegi'yi ise BDP'nin ilk isimlerinden biri. (Not: Herhangi bir yanlış anlamaya meydan vermemek için, benzetmeyi veya örtüşmeyi mümkün olduğunca sınırlı tutmaya çalıştım.)
ETA, iki yılı aşkın süredir (2009 Ağustos'undan bu yana) tek mermi bile ateşlemedi. Otegi ise hayatında eline hiç silah almadı.
Dahası, ETA her ne kadar silah bırakmasa da, terör yöntemlerinden vazgeçtiğini İspanya kamuoyuna örgütün tüm üyelerini bağlayacak bir sözle duyurdu.
Ama Otegi'yi cezaevine gönderen İspanya bir yandan da ETA'nın yeni siyasi vitrini (Çünkü "Batasuna", Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı) "Bildu"nun yerel seçimlere katılmasına vize verdi. 22 Mayıs'taki seçimlerde "Bildu", Bask bölgesinde oyların yüzde 25.45'ini elde etti. Bask'ın tarihi "Milliyetçi Parti"sinin (Yüzde 30.05'i yakaladı) hemen ardından.
"Bildu" o bölgesel seçimlerde o kadar çok belediye başkanlığı kazandı ki, ETA esnaftan, tüccardan, sanayiciden, zengin kesimden "Devrim vergisi", yani "Haraç" toplamaktan bile vazgeçti. Nasıl olsa, örgütün "Masum" isimlerle kurduğu şirketler, "Bildu"nun elindeki belediyelerden ETA'yı finanse etmeye yetecek kadar ihale koparacaklar.
***
Durup dururken, Arnaldo Otegi'den söz etmemizin elbette bir nedeni var. ETA'nın siyasal kolunun bu bir numaralı ismi, örgüt ile İspanyol hükümeti arasında 2006-2007 yıllarında yapılan gizli müzakereleri yönetenler arasındaydı. Müzakereler veya pazarlıklar nerede yapıldı dersiniz? Önce Cenevre'de, sonra... Oslo'da!
İspanya Başbakanı Jose Luiz Rodriguez Zapatero, bu gizli görüşmeleri epey sonra ifşa veya itiraf etti. Kim bilir, Avrupa'nın çeşitli kentlerindeki o buluşmalardan belki de ETA'yı silahlara veda ettirecek bir sonuç çıkacaktı; eğer 30 Aralık 2006'da ETA'nın radikal kanadından birileri Madrid Havaalanı'nda 2 kişinin ölümüne yol açan bombalı saldırıyı yaptırtmasaydı...
Diyeceğim şu:
Devlet bir yandan bölücü terörle mücadeleyi kararlılıkla yürütecek.
Ama bir yandan da kediyi ışıkları söndürülmüş, kapısı, pencereleri kapalı bir odada sıkıştırmaya kalkmayacak. Tersine kediyi evcilleştirmeye, yatıştırmaya çalışacak.
Asla kediye taviz vermeden, şımartmadan. Ama kendini tırmalatmadan da. İşte
bu ancak "Alet çantası"ndaki edevatın tümünü değerlendirmekle mümkün olabilir.
Bu iki yazıyı, Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) Oslo'da PKK'nın Avrupa'daki temsilcileriyle yaptığı bir dizi müzakerenin, terörle mücadelenin kritik aşamaya girdiği bugünlerde birileri tarafından sızdırılması nedeniyle yazdım.
Amaç, eğer terörü bitirmekse, vatanın birliğinden ve bölünmezliğinden asla ödün vermeden ayrılıkçı terör örgütüne silah bıraktırmaksa, devlet gerekirse vahşi kediyle aynı odada bile kalır. İspanya'da olduğu gibi.
Yok kedi evcilleşmezse, uysallaşmazsa, alet çantanız edevat dolu. Alırsınız içlerinden birini, olmazsa öbürünü...