Hayır; referandum gecesini değil, onunla aynı tarihe denk düşen Dünya Basketbol Şampiyonası'nın final maçı gecesini kastediyorum. Pazar saat 21.30'u.
Ne kendisiyle herhangi bir temasım oldu, ne de yakın çevresiyle, ama Başbakan Erdoğan'ın o gecenin burukluğunu hâlâ içinden atamadığını biliyorum.
Siyasi icraatları elbette herkes kendi penceresinden değerlendirmekte serbest. Ama Türkiye'nin sporun birçok dalında son yıllarda yaptığı müthiş sıçramada AK Parti iktidarının büyük payını herhalde kimse inkâr edemez.
Altyapıda öyle bir çağ atladık ki, tüm uluslararası federasyonlar final organizasyonlarını Türkiye'ye vermek için yarışıyorlar.
İşte bu hükümetin eseri olan bir tesiste, bu hükümetin güvencesinde düzenlenen organizasyonun final maçında Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı'na ve eşi Hanımefendi'ye kendini bilmez, siyasi nezaket bir yana sportif centilmenlikten de yoksun bir avuç seyircinin koyduğu tepki, en şiddetli ölçüde kınamayı hak ediyor.
İstanbul en kısa zamanda bu ayıbını temizleyecek bir jest hazırlamalı.