Referandum kampanyası boyunca Güneydoğu'da boykotu kırmak için epey cesur ses yükseldi. Keşke hepsini sayabilsek... Ama hiç değilse birkaçını anarak gönüllerini alalım, daha doğrusu haklarını teslim edelim:
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası, Güneydoğu illerinin çeşitli odaları, Hak-Par, Kadep, Kürt Demokratlar Hareketi, PSK, Mesop, Kürdistan Gençler Birliği, Kürt Devrimci Demokratlar Hareketi, Dicle ve Fırat Diyalog Grubu, bazı barolar...
Mangal yürekli Kürt aydınlarından da örnekler verelim: İbrahim Güçlü, Ümit Fırat, Yılmaz Odabaşı, Tevger Çekdar, Orhan Miroğlu, Muhsin Kızılkaya, Sertaç Bucak, Nuşirevan Elçi, Ahmet Yaman, Bejan Matur. Hatta, Şivan Perver. Hatta Kürt davası savunucusu Türk aydını İsmail Beşikçi...
Buna rağmen Güneydoğu'da geniş kitleleri kuşatan baskı ve korku çemberi -istisnalar dışındapek kırılamadı. Öyle bir çemberdi ki bu, bazı ilçelerde, Hakkâri gibi illerde neredeyse halkın tamamının iradesini teslim aldı.
Elbette boykotun aşılamamasında tam da kampanyanın son günlerinde 9 PKK'lının öldürülmesi, Akın Birdal'a saldırılması gibi kimilerince provokasyon kokan olaylar da ciddi etkide veya katkıda bulundu.
Ama ne olursa olsun, sonuçta Türkiye'nin demokratik ufuklarını genişleten bir referandumda Kürt kökenli seçmenlerimiz destek ver(e)medi.
Bu, ilk kez olarak "Tasada ve kıvançta birlik" duygusunun delinmesi anlamına geliyor. (Yoksa "Çökmesi" mi demek daha doğru olur)
Bu, ilk kez olarak referandum sonuçlarına bir kesim sevinir, bir kesim üzülürken, Güneydoğu halkının tamamen ilgisiz kalması anlamına geliyor.
Bu, açıkça söyleyelim, ilk kez olarak, Kürt kökenli Türk vatandaşlarının ciddi bir bölümünün demokratik hakların en önemlisi olan seçme hakkından vazgeçmesi anlamına geliyor.
Bizce ciddi, çok ciddi bir tablo. Kardeşliği ya da en azından coğrafya, tarih ve kader ortaklığını pekiştirecek bir şeyler yapılması için iktidarıyla, ana muhalefetiyle, diğer siyasi partileriyle ve devlet kurumlarıyla tüm Ankara elini taşın altına koymalı.
Başbakan Erdoğan referandumdan sonra yaptığı teşekkür konuşmasında "Bugün 'Evet' diyenler de kazanmıştır, 'Hayır' diyenler de" dedi. Boykot çemberini kıramayanların da kazananlar safına katılması sağlanmalı. Hemen. Bir an evvel. İş işten geçmeden...