Irak'taki seçimlerde Saddam Hüseyin sonrası dönemin ilk hükümet başkanı İyad Allavi'nin ipi birinci göğüslediği kesinleşti. Bu sonuç Irak'taki tüm dengeleri değiştiriyor. Olumlu anlamda.
Yeni Irak gerçeklerinden en önemlilerini sayalım:
Öncelikle Irak'ın Şiiler'in egemenliğinde bir din devletine dönüşmesi olasılığı iyice azaldı. Çünkü İyad Allavi her ne kadar Şii olsa da, hem "Ilımlı" diye tanınıyor, hem de laik bir rejimi savunuyor. Dahası, seçmen tabanının çoğunluğunu Sünniler oluşturuyor.
Irak'ın Şii bir din devletine dönüşmesi tehlikesinin azalması, İran'ın Bağdat'taki gücünün ve etkisinin kırılması anlamına geliyor. İyad Allavi'nin Tahran'la arasının iyi olmadığı biliniyor. Seçim öncesi yaptığı bölge ülkeleri turunda İran'ı atlaması da bunun açık göstergelerinden biri. Tahran'ı ziyaret programına almayan Allavi, Türkiye, Suudi Arabistan, Ürdün gibi bölgenin Sünni aktörlerine gidip bir bölümü açık, bir bölümü kapalı görüş alışverişinde bulundu ve seçim sonrası Irak'a ilişkin görüşlerini anlattı.
Sandıktan çıkan bir başka önemli sonuç Kürtler'in siyasal gücünün zayıflaması oldu. Mesud Barzani'nin Kürdistan Demokrat Partisi ile Celal Talabani'nin Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin oluşturdukları Kürdistan İttifakı yeni parlamentoya 43 milletvekili gönderebildi. Diğer Kürt partilerinin (Goran, Yekgirto, Komela İslami) kazandıkları sandalyelerle birlikte Kürt listelerinin toplam temsilci sayısı 57'ye ulaşıyor ama bunun pek anlamı yok. Zira diğer Kürt listeleri Barzani-Talabani ittifakı birlikte hareket etmeye pek yatkın değiller. Ayrıca bundan önceki parlamento 245 üyeliydi ve Kürtler 58 milletvekiline sahipti. Yeni parlamento ise 325 üyeli ve Kürtler toplam 57 üyeyle temsil ediliyorlar. Bu da yeni parlamentoda Kürt ağırlığının ciddi ölçüde azalması anlamına geliyor. Bakalım, Talabani cumhurbaşkanlığı koltuğunu koruyabilecek mi?
Kürtler'in üye sayısı azalırken Türkmenler'in ise arttı. Bundan önceki parlamentoda Türkmenler sadece bir sandalyeye sahipti. Bu kez -henüz kesinleşmemekle birlikte- Allavi'nin ve Nuri El-Maliki'nin listelerinden 5-6 Türkmen'in parlamentoya girdiği haberleri geliyor.
Ve nihayet, Kerkük'teki seçim sonuçları Kürtler açısından gerçek bir şok oldu: Barzani-Talabani ittifakı Kerkük ilinde açık ara kazanacağından emindi ama sandıktan İyad Allavi'nin "El Irakiye" listesi birinci çıktı. Bu sonucun Kürtler'in Kerkük'te hak iddialarını ve referandum taleplerini zayıflatacağını söylemek, hiç de kehanet olmaz.
Türkiye açısından tablo
Seçim sonuçlarından Türkiye'nin hoşnut olduğunu kestirmek de güç değil. Üç açıdan:
1- Ankara ile Nuri El Maliki'nin yıldızları pek barışık değildi. Buna karşılık İyad Allavi ile ilişkiler karşılıklı güvene dayalı sağlıklı bir zemine oturuyor. Zaten Allavi de bunu gizlemiyor. Seçimden 10 gün önce Ankara'ya yaptığı ziyarette (Not: Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile görüştü) Türkiye'nin "Bilge" liderliğine övgüler yağdırdı, "Ortadoğu'da Türkiye modernleşme, istikrar ve ilerleme için itici güç olarak görülüyor" dedi.
2- Beş yıl önceki, yani 2005'teki seçimleri boykot eden Sünniler bu tercihlerinin ne kadar hatalı olduğunu ağır bedel ödeyerek gördüler. Bu seçimlerle birlikte Sünniler, Irak siyaset sahnesine güçlü bir şekilde dönmüş oluyorlar. Bu da Türkiye için sevindirici, hatta rahatlatıcı bir gelişme. Üstelik, Sünniler'i silahlı direnişten siyasal mücadeleye yönlendirmekte Ankara'nın çok ciddi çabaları ve katkıları oldu.
3- Kerkük'teki seçim sonuçlarının Kürtler'in şevkini kırması, bir "Fırsat penceresi" açıyor: Kerkük sorunu daha gerçekçi ve Ankara'nın her fırsatta tekrarladığı gibi "Irak'ın birliğine, bütünlüğüne, istikrarına zarar vermeyecek biçimde çözülmesi" mümkün olabilir.
Özetle, Türkiye için tam bir "Jackpot". Daha ne olsun...