Yunanistan'da siyaset tahterevalli gibi. Tahterevallinin bir ucunda Karamanlis ailesi oturuyor, öbür ucunda Papandreu ailesi. Arada bir Karamanlis'lerin yanına Mitsotakis ailesi de sıkışıyor.
Ve tahterevallide bir Papandreu ailesinin oturduğu taraf yukarıya çıkıyor, bir Karamanlis ailesinin tarafı...
1963'te dede Yorgo Papandreu başbakanlığı Konstantin Karamanlis'ten devraldı. 1961'de baba Andreas Papandreu yine Konstantin Karamanlis'i yenerek iktidar oldu. Önceki gün de oğul Yorgo Papandreu bir başka Karamanlis'i, Konstantin Karamanlis'in yeğeni Kostas Karamanlis'i sandığa gömerek iktidara geldi.
Yunanistan'ın demokrasiye döndüğü 1974'ten bu yana Yeni Demokrasi Partisi'ne en ağır yenilgiyi tattıran Kostas Karamanlis sonuçlar belli olur olmaz liderlikten ayrılacağını açıkladı. Yerine en güçlü aday olarak Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni gösteriliyor.. Bu da Mitsotakis ailesi bir kez daha kendine tahterevallide yer açması anlamına geliyor. Çünkü Dora Bakoyanni, Yunan siyasetine damgasını vuran Mitsotakis ailesinden. Eski Başbakan Konstantin Mitsotakis'in kızı.
Kostas Karamanlis'in uğradığı hezimet için birçok hezimet sayılabilir ama en önemlileri şu ikisi: 1- "Temiz yönetim" vaadiyle işbaşına gelip yolsuzluk batağına gömüldü. Düşünün; AB'nin 2007'deki orman yangınında kül olan tepelerin yeniden ağaçlandırılması için gönderdiği 89 milyon avro bile kayıp! 2- Amcasından devraldığı Yeni Demokrasi'yi yenileyemedi.
Yorgo Papandreu ise tam tersine, babasından devraldığı PASOK'u tepeden tırnağa yeniledi ve 1981'den bu yana parlamentoda olmasına, birçok kez bakanlık yapmasına rağmen adı hep temiz kaldı.
Ve nihayet, Kostas Karamanlis siyaset tarzıyla amcası Konstantin Karamanlis'e gölgesi denebilecek kadar benzerken, Yorgo Papandreu'nun babası Andreas Papandreu ile neredeyse hiçbir ortak yönü yok.
Andreas'tan Yorgo'ya
AB Komisyonu'na ve BM'ye uyuşturucu kaçakçılığı ve kara para aklama konularında danışmanlık yapan Yunanlı siyasetbilimci Michel Kutuzis, baba ve oğul Papandreu'ları karşılaştırdığı bir yazısında şöyle diyor:
"Yorgo Papandreu, babasının anti- tezi. Andreas Papandreu kitleleri peşinden sürükleyen bir hatipti, oğlu kürsüyü dolduramıyor. Baba Papandreu vücut dilini son derece etkileyici kullanırdı, oğlu o konuda da fukara. Andreas Papandreu karizmatikti, kürsüden halkla çok iyi diyalog kurardı, babacandı. Oğlunda ne karizma var, ne de halkla ilişki kurma yeteneği. Baba tavernaları, yemeyi-içmeyi, kadınları çok severdi. Oğul Papandreu ise sporu, doğayı, okumayı seviyor ve küresel ısınmaya karşı seferberliğin öncüleri arasında sayılıyor. Babanın sağ-solu belli olmazdı, çabuk parlardı, kavgacıydı, savaş naraları atardı. Oğlu ise sakin, soğukkanlı, barışçı, uluslararası müzakerelerde usta..."
Bir ek de biz yapalım: Baba Papandreu popülistti, seçmenleri çekmek için devlet kasasından har vurup harman savururdu. Kostas Karamanlis, seçim kampanyasında sık sık dillendirdiği "PASOK iktidara geldiğinde devletin borcu 2 milyar dolardı, ayrılırken 200 milyar dolarlık borç yükü bıraktı" sızlanmalarında haklıydı. (Not: Karamanlis de 150 milyar dolarlık borç ekledi. Şimdi Yunanistan'ın kamu borcu 349 milyar 312 milyon doları buluyor. Bu da gayrisafi milli hasılanın yüzde 98.2'sine denk düşüyor. Zaten bu borcun ağır yükünü daha fazla taşıyamadığı, devlet hazinesinde küresel ekonomik krizin etkilerini hafifletecek önlemlere para olmadığı için erken seçime gitmek zorunda kaldı.)
Oğul Papandreu şimdi Karamanlis yönetiminin daha da ağırlaştırdığı babasının mirasının altından kalkmaya çalışacak. Ne diyelim; kolay gelsin...