Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Sistemi kurtarmak

Teşhiste görüş birliği sağlandı: Dünyayı kasıp kavurmakta olan krize "Etik zafiyeti" ya da "Etik açığı" gibi utangaç tanımlamalarla ifade edilen ahlaksızlık yol açtı.
Bir başka deyişle, süreç "Ahlak krizi" ile başladı. O kriz "Finansal kriz"i tetikledi.Ardından reel sektöre sıçramasıyla "Ekonomik kriz" e dönüştü.
Bu gidişle bundan sonraki aşama, her gün on binlerce kişinin katılmasıyla çığ gibi büyüyen işsizler ordusunun tetikleyeceği "Sosyal kriz" olacak.
O aşama soğukkanlılıkla götürülemezse, sonrasından korkun! Çünkü sosyal krizi "Siyasal kriz" izleyecek. (Rusya, Çin, Japonya, Güney Kore, Hindistan, hatta ABD ve bazı AB ülkeleri bu tehditle baş etmek için planlar yapıyor, senaryolar hazırlıyorlar.) Kriz o noktada da durdurulamazsa, kaçınılmaz olarak "Rejim krizi" patlak verecek... Onu izleyen durakta da ve dış savaşlar şimdiden pusuya yattı. (O olasılığa hazırlık için mi, başta Rusya ve Çin olmak üzere birçok devlet bütçelerinin tüm fasıllarını kırparken silahlanmaya geçmiş yıllardan kat kat fazla ödenek ayırıyorlar acaba?)
Şimdi siyasiler, siyaset bilimciler, iktisatçılar, sosyologlar ve bilumum akademisyenler bir yandan ekonomik krize reçete üretmeye uğraşırken, bir yandan da can alıcı sorulara kafa yoruyorlar: "Yoksul bir peygamber tarafından yoksul dostluğu üstüne kurulan bir dinin mensupları nasıl zenginliği hayatın tek amacı haline getirdiler?" Daha açıkçası, "Puta dönüştürdükleri paraya tapacak kadar nasıl baştan çıktılar?" Öyle ya; liberalizmin ve modern ekonominin kurucularından Adam Smith bile "Kapitalizm ancak ahlaki temeli sağlam ülkelerde gelişebilir" dememiş miydi?
Paris'te dün işte bu sorulara yanıt arayışlarına ya da sistemin ahlak sorununun çözümüne katkı amacıyla iki gün sürecek bir konferans başladı. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve İngiltere eski Başbakanı Tony Blair'in girişimiyle gerçekleştirilen Almanya Başbakanı Angela Merkel, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet, Dünya Ticaret Örgütü Başkanı Pascal Lamy, AB Komisyonu Rekabet Komiseri Nelly Kroes, Hindistan Ticaret Bakanı Kamal Nath, İtalya Ekonomi Bakanı Giulio Tremonti ve Amartya Sen, Joseph Stiglitz, Edmund Phelps gibi Nobel Ekonomi Ödüllü iktisatçıların katıldığı konferansın konusu: "Yeni dünya, yeni kapitalizm."

Karl Marks'ın rövanşı mı?
Toplantıda söz alanlar kapitalizmi öylesine ağır eleştirdiler ki, metinleri konuşmacıların adlarını kapatarak okusanız, hepsinin Marksist olduğu sonucuna varabilirsiniz. İşte birkaç örnek:
* Sarkozy açış konuşmasında finansal kapitalizmi "Ahlaksız sistem" diye niteledi, "Bu sistemin rekabet ve bolluk getireceği söyleniyordu. Ama kıtlık, rant ekonomisi, spekülasyon getirdi" dedi.
* Merkel "Böyle gelmiş ama böyle gidemez" diye rest çekti.
* Lamy kapitalizmin "Çok ama çok adaletsiz bir sistem" olduğunu söyledi.
Ama günahlarını almayalım, hepsi de çözümü yine sistem içinde arıyor: Örneğin, Sarkozy'ye göre, "Finansal kapitalizmin yol açtığı kriz, kapitalizmin yıkılmasını gerektirmiyor. Böyle bir şey felaket olur. Tek çözüm var; kapitalizme ahlak aşılamak."
Merkel'e göre, öncelikle finans piyasalarına sıkı kurallar getirilmeli, ayrıca küresel ekonomi için 21'inci yüzyılın kurumsal mimarisi tasarlanmalı. BM Güvenlik Konseyi modeli bir Küresel Ekonomi Konseyi gibi." Yani, Merkel bir tür devletler üstü küresel hükümet öneriyor.
Blair de aynı görüşte:"Hür teşebbüs sistemini terk etmek işlenebilecek en büyük günah olur. Sorun sistemde değil, çok hızlı değişen dünyaya gerekli küresel mekanizmaların yokluğu. Bu da küresel yönetişimle sağlanabilir."
Küresel aktörler kapitalizmin geleceği için kaygı duymakta ve sistemi kurtarmanın çarelerini aramakta haklılar. Baksanıza, Karl Marks yeniden baş tacı ediliyor, "Das Kapital" satış rekorları kırıyor. Daha önemlisi ya da tehlikelisi, 20 yıl önce tarihe karışan sosyalist düzene özlem duyanlar (Neokomünistler mi desek acaba?) sürekli artıyor.
Bu özlemlerin, bu karşı kutup veya alternatif arayışlarının dünyanın başına yeni dertler, yeni tehditler açmaması için "Güler yüzlü" ve "İnsancıl" bir kapitalizmin icat edilmesi şart.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA