Başbakan Erdoğan, ABD ve İsviçre seyahatinin teri bile soğumadan dün Hindistan yolculuğuna çıktı.
Aslında bu gezi, Hint eski Başbakanı Atal Behari Vajpayee'nin 2003 Eylül'ündeki Ankara ziyaretinin iadesini amaçlıyor ama zamanlama ve ortam herhalde "Avrasyacılar"ın yüreklerini hoplatacak.
Hani şu Batı'ya sırt çevrilip Doğu'ya yürünmesini isteyenlerin... AB yerine Rusya-Hindistan-Çin eksenini alternatif gösterenlerin... (Kimileri bu zincire İran'ı da ekliyor.) NATO'dan çıkılıp Şanghay İşbirliği Örgütü'ne girilmesini önerenlerin...
"Avrasyacılar"ın yürekleri hoplayacak; çünkü Erdoğan'ın gezisi ABD ile ilişkilerin "Geçiş dönemi durgunluğu", AB sürecinin "Kriz dönemi soğukluğu" yaşadığı sırada gerçekleşiyor. Bu da ziyarete ayrı anlam ve önem kazandırıyor.
Ancak Türkiye'nin Rusya-Hindistan-Çin ekseninin uzantısı olmasını, NATO'dan çıkıp Şanghay İşbirliği Örgütü'ne girmesini önerenlerin hayalleri sonsuza kadar "Kızıl Elma" olarak kalacak. Çünkü;
1- Rusya-Hindistan-Çin ekseni yok. Haritada olsa bile jeostratejik bağlamda böyle bir "Cephe"den söz etmek mümkün değil.
2-Şanghay İşbirliği Örgütü ne AB'nin, ne de NATO'nun alternatifi olabilir. Hatta ne de kimilerinin öne sürdükleri gibi, "Doğu'nun NATO'su" diye tanımlanabilir.
Nedeni son derece basit: Üç süper güç adayının çıkarları çatışıyor.
Örneğin, "Bir kıtada iki büyük güç olmaz" diyen Çin'ın dış politikasının temellerinden birini Hindistan'a karşı geliştirdiği "İnci kolyesi stratejisi" oluşturuyor. Bu strateji Hindistan'ın mevcut ve potansiyel düşmanlarını Pekin saflarına çekmeye dayanıyor. Böylece Hindistan'ın rekabet ve açılım olanaklarının kısıtlanması, enerjisini kuşatılmışlığın getirdiği sorunlara harcaması amaçlanıyor. Çin işte bu çerçevede doğuda Bangladeş, batıda Pakistan'la ilişkilerine "Stratejik" diyebileceğimiz derinlik kazandırdı.
Hindistan ise aynı stratejiyi Pakistan'a uyguluyor. Hem Çin'in planlarını bozmak, hem de "Düşman kardeş"ini bir çemberin içinde sıkıştırmak için. Bu amaçla bir yandan Afganistan'la, bir yandan da İran'la ilişkilerini her geçen gün daha da pekiştiriyor.
Ayrıca Hindistan hangi ülkeleri "En güvenilir müttefik" görüyor dersiniz? ABD ile İsrail'i! Dahası gerek ABD Yeni Sağı (Bush'un çevresindeki NeoCon'lar), gerekse İsrail Sağı (Bir ayakları hep Beyaz Saray ve Pentagon'da olanlar) gibi Hint siyasal kadrolarının çoğu da dünyaya "Medeniyetler çatışması" penceresinden bakıyor.
Gerçekler de heyecan verici
Rusya'ya gelince; Orta Asya'yı "Arka bahçesi" olarak görse de, yarınlarını kesinlikle batı ufuklarında arıyor. Moskova bu tercihini daha geçen hafta bir kez daha açık açık doğruladı: Rusya Federasyonu Başkanı Dimitri Medvedev, Fransız "Le Figaro" gazetesine verdiği demeçte, "AB ile yakınlaşmaya hazır olduklarını, bu gelişmenin yakın gelecekte ABDABRusya arasında gerçekleşebileceğini umduğu üçlü cephenin çekirdeğini oluşturabileceğini" söyledi.
O yüzden Rusya-Hindistan-Çin ekseni hayal. O yüzden Şanghay İşbirliği Örgütü üye ve gözlemci ülkelerin sınırlarını güvence altına alan, terörle mücadelede işbirliği imkanı sağlayan bir platform olmaktan öteye gitmiyor. Belki ilerde bazı ekonomik alanlarda bir yere kadar güçbirliği yolu da açabilir ama bugün için böyle birşey sözkonusu değil.
Avrasyacılar'ı hayalleriyle başbaşa bırakıp Erdoğan'ın gezisinin olası getirilerini irdeleyelim.
- Türkiye-Hindistan ticaretinin hacmi 2.6 milyar dolar civarında. Türkiye 350 milyon dolarlık ihracat, 2.3 milyar dolarlık ithalat yapıyor. 2 milyar dolarlık dengesizlik var. Hindistan 350 milyonluk "Orta sınıf" yarattığına göre, Türkiye için önemli bir Pazar olabilir.
- Bir başka işbirliği alanı: Teknoloji. Özellikle iletişim ve bilişim teknolojileri. Hindistan bu alanda gerek birikimi, gerekse nitelikli işgücüyle dünyanın önde gelen ülkeleri arasında sayılıyor.
- Ayrıca Çin-Hindistan rekabetinin en keskinleştiği alan olan enerji iki ülkeyi yakınlaştırabilir. Zaten epey proje geliştirildi bile.
- Ve nihayet Türkiye'nin önce bölgesel, sonra küresel güç olma hedefi, Hindistan'la dostluğunu pekiştirmesini zorunlu kılıyor.
Erdoğan'ın Hindistan dönüşünde bakalım valizinde neler olacak...