Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bugün birkaç saatliğine de olsa Bakü'ye gidiyor. İyi de yapıyor.
Ermenistan'la maç diplomasisinin Azerbaycan'da olumsuz yansımaları tahminlerin de ötesine geçti. Kamuoyu araştırmalarına göre Azeriler'in yüzde 88'i Gül'ün Erivan ziyaretini tepkiyle karşıladı. Bir başka deyişle her 10 Azeri'den neredeyse 9'u Cumhurbaşkanı'na içerledi.
Azeri kardeşlerimizdeki bu derin burukluğun kırgınlığa dönüşmeden giderilmesi için Gül'ün sıcağı sıcağına bir jest yapması gerekiyordu.
Ancak biz Gül'ün Bakü'ye sadece gönül almak için gittiğini sanmıyoruz. Azerbaycan APA Ajansı'na verdiği demeçte de bu kanımızı güçlendiriyor. Şöyle diyor:
"Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın teklifini neden kabul ettim, biliyor musunuz? Çünkü bölgemizin problemlerini görüşme fırsatının oluştuğuna inandım. Karabağ sorununun yanı sıra Türkiye ile Ermenistan arasındaki problemlerin görüşülmesi için bu fırsatı değerlendirmek istedim. Sarkisyan bölgesel problemleri çözmek adına gereken adımları atmaya hazır. Ermenistan artık tüm dünya ülkeleri ile, özellikle de komşu devletlerle işbirliğini sürdürmek zorunda olduğunu anlıyor. Aksi takdirde bölgede barış olmaz, Ermenistan da barışı engelleyen ülke konumuna düşer. Erivan bunu anlıyor. Sarkisyan'ın bu fırsatı iyi değerlendireceğine inanıyorum. Biz de sadece maziye bakmamalıyız. Geleceğin önünü de açmalıyız. Bakü ziyaretimde bu düşüncemi Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'e aktaracağım. "
Gül'ün Erivan dönüşü yaptığı "Sarkisyan'la görüşmede Dağlık Karabağ ihtilafı detaylı şekilde müzakere edildi. Ziyaretimizin çözüme yardımcı olacağını ümit ediyoruz" açıklaması ile "APA Ajansı'na verdiği mülakattaki ifadeler yan yana getirildiğinde tek sonuç çıkıyor: Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan, Karabağ sorununun çözümü için yeni açılımlara hazır olduğu güvencesi verdi. Gül de bugün bu güvenceleri Aliyev'e aktaracak. Yani Türkiye, Azerbaycan ile Ermenistan arasında doğrudan diyalog için bir tür köprü işlevini görecek.
Batı 16 yılda başaramadı
Bir gelişme daha: Rusya Federasyonu Başkanı Dimitri Medvedev ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev yakında biraraya gelecekler. Bu zirvede Medvedev'in Aliyev'e Karabağ'da çözüm için girişimlerde bulunma niyetini bildirmesi bekleniyor.
Karabağ konusunda bugüne kadar, 16 yıl boyunca, tarafları bir çözüm planınında uzlaştırma görevini Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı bünyesindeki Minsk Grubu yürüttü. Ancak Türkiye'nin de üye olduğu grubun üç eşbaşkanının (Rusya, ABD ve Fransa) genellikle Ermenistan'ın tezlerine yakın durmaları sonuç alınmasını engelledi. Öyle başarısız oldu ki Minsk Grubu, sonunda Azerbaycan ve Ermenistan liderleri doğrudan temasları askıya aldılar.
Şimdi Ermenistan'ın müttefiki Rusya ile Azerbaycan'ın stratejik ortağı Türkiye'nin Minsk Grubu'ndan bağımsız aktif rol üstlenmeleri, sorunu yeni bir zemine oturtabilecek.
Çelişki gibi gelecek ama GürcistanRusya savaşı da Karabağ sorununa olumlu etki yaptı: BaküSupsa petrol boru hattının devre dışı kalması nedeniyle Azerbaycan hergün 50 milyon dolar zarar ediyor. Poti limanının kullanılamaması yüzünden de Ermenistan'ın ithalatının yüzde 90'ı durdu. Temel besin maddelerindan akaryakıta kadar birçok ihtiyacını karşılamakta güçlük çekiyor.
Müdahil olmadıkları çatışmada bu kadar ağır bedel ödeyen iki ülke yeniden savaşmaları durumunda nasıl bir çöküntüye uğrayacaklarını gördüler.
Bu gelişmeler kuşkusuz Kafkas İstikrar ve İşbirliği Platformu'nun gerçekleşmesi şansını da artırdı. Başbakan Erdoğan'ın 12 Ağustos'ta Moskova'da açıkladığı projenin önünde iki engel vardı: Gürcistan, desteğini Rus askerlerinin topraklarından çekilmesine, Azerbaycan ise Ermenistan'ın Karabağ konusunda açılım yapmasına bağlamışlardı.
Moskova en geç 15 Ekim'e kadar savaş öncesi mevzilere çekilmeyi kabul ettiğine göre Gürcistan'ın koşulu yerine gelmiş oluyor. Ermenistan'ın Gül aracılığıyla ileteceği iyiniyet beyanı da Azerbaycan'ı rahatlatacak.
Ondan sonrası diplomasinin becerisine kalacak...