Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

"O artık bizim"

İngiliz "Independent" gazetesinin Irak parlamentosunun bu hafta petrol sektörünün yabancı sermayeye açılmasını öngören yasa tasarısını sonuçlandıracağı haberini okuyunca, Paul Bremer'in 13 Aralık 2003'te Saddam Hüseyin'in yakalanışını duyurduğu ünlü cümlesini anımsadık.
O dönemde ABD'nin Irak genel valisi olan Bremer, danışmanının "Basın toplantısına kısa ama vurucu bir cümleyle başlayın" tavsiyesine uyarak şöyle demişti: "Ladies and gentlemen; we got him!"
İster "O elimizde" diye çevirin, ister "Onu yakaladık", ister argo ifadeyle, "Onu enseledik!"
Tam da ABD Başkanı George Bush'un yeni stratejisini açıklayacağı hafta Irak parlamentosunun gündemine petrol yasası tasarısını alması, sadece zamanlama açısından "derin" mesajlar içermekle kalmıyor; ayrıca Bremer'in tarihi cümlesinin bugüne kadar pek düşünülmeyen boyutlarını da kafalara çakıyor.
13 Aralık 2003'te Tikrit yakınlarında iki odalı evin altındaki tünelde meğer sadece Saddam değil, Irak'ın petrol yatakları da ele geçirilmiş ya da enselenmiş! Meğer o gün 30 yıllık defter dürülmüş!
Saddam'a tek adamlık yolunu 1972'de "Devlet içinde devlet" denilen "Iraq Petroleum Company"yi millileştirmesi açmıştı.
"Iraq Petroleum", Osmanlı döneminde, 1911'de kurulmuş "Turkish Petroleum Company"nin 1927'de, yani Musul sorununun İngilizler lehine çözülmesinden bir yıl sonra sermayesinin yeniden yapılandırılmasıyla doğmuştu. Hisse dağılımı şöyleydi: Yüzde 23.75 BP, yüzde 23.75 Shell, yüzde 23.75 NEDEC (sermayesini Mobil ve Esso'nun yarı yarıya paylaştığı Near East Development Corporation), yüzde 23.75 Compagnie Française des Petroles (daha sonra "Total" adını alacaktı) ve yüzde 5 de hizmetleri karşılığı Serkis Gülbenkyan.
İşte Saddam 1972' de o "Iraq Petroleum" u millileştirdi.

"İmparatorlar"ın dönüşü
36 yıl sonra bu hafta Irak parlamentosundan geçecek olan ve "ABD yönetiminin katkılarıyla" hazırladığı belirtilen yasa tasarısının petrol devlerine ilk aşamada en az 30 yıllık sözleşmelerle Saddam'ın mirasını paylaşma yolunu açacağı belirtiliyor. Ve Irak'ın kara altınına konacak şirketler şöyle sayılıyor. BP, Shell, Exxon.
Yani? Önce "Turkish Petroleum"un, daha sonra da "Iraq Petroleum"un hakim ortakları! (Not: Exxon, Esso'nun günümüzdeki adı.) Fransız "Total" grubu mu? Kaderine küssün! Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın Irak'ın işgaline karşı çıkmasının bedelini ödeyecek. Gülbenkyan'ın payı ne mi olacak? Nasıl olsa yeni bir "Bay yüzde 5" bulunur.
Bush'u Irak'ta yeni bir strateji belirlemeye zorlayan raporun sahiplerinden James Baker, 2003 Haziran'ında şöyle demişti:
"Körfez'in enerji rezervlerine ulaşmayı güvence altına alacak bir politika benimsedik. Çünkü bu olmazsa, Amerikan ekonomisi sarsılır. Ekonomi sarsılırsa insanlar işlerini kaybeder. İnsanlar işsiz kalırsa, yönetimler de siyasal desteklerini yitirirler. Saddam'ın Körfez'deki enerji kaynaklarını ele geçirmesine seyirci kalsaydık, bu dediklerimin hepsi olacaktı. Birinci Körfez Savaşı'nın da gerçek nedeni bu. İkincisinin de!" (2003 Haziran'ında Mısırlı gazeteciyazar Cihan El-Tahri'ye verdiği demeç.) 30 Aralık sabahı idam sehpasında sadece Saddam'ın, hatta sadece adaletin değil, Irak'ın egemenliğinden arta kalanların da boynu kırıldı.
Başkan Bush ve yardımcısı Dick Cheney infaz haberini alınca bir ağızdan kısa ama vurucu bir çığlık atmış olmalılar: "O (artık) elimizde!" Ya da "artık bizim!" Çünkü Saddam'ı ortadan kaldırmadan "O"nu ele geçiremezlerdi!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA