Saddam Hüseyin'in apar topar idamı ABD Başkanı Bush'tan babasına yılbaşı armağanı oldu.
Çünkü Irak'ın işgaline ve Baas rejiminin devrilmesine gösterdiği gerekçelerin hepsinin fos, hatta yalan çıkmasından sonra "İyi ama babamı öldürtmeye kalkıştı" diye savunmuştu oğul Bush kendini.
Yani Beyaz Saray'ın efendisinin kininin altında baba George Bush'a başkanlıktan ayrıldıktan çok sonra, 1993 Nisan'ında, Kuveyt'e yaptığı gezi sırasında Saddam'ın düzenlediği öne sürülen suikast girişimi bulunuyordu.
Saddam'ın zulüm, vahşet ve katliam listesinde sadece "Devede kulak" olan Şii "El Dava" partisi militanlarının bir suikast girişimine misilleme olarak Duceyl'de 148 kişiyi öldürtmesinden mahkum edilip defterinin dürülmesi, ABD'de ve birçok Avrupa ve Arap ülkesinde son 30 yıldaki yönetimlerin yetkililerine derin bir nefes aldırdı.
Çünkü Irak'ın devrik liderinin asıl defterlerindeki suçların gizli ortakları sonsuza kadar kurtuldular.
Bir milyon kişinin öldüğü, Irak'ın bir kuşağının yokolduğu 8 yıl süren İran savaşının azmettiricileri artık ortaya çıkarılamayacak. Humeyni ihtilalinin tüm Ortadoğu'ya yayılmasından ve bölgedeki petrol yataklarının İran'ın denetime geçmesinden ödü kopan ABD'nin ki Irak'la 1967'den beri diplomatik ilişkisi yoktu, Fransa'nın, İngiltere'nin Saddam'ı savaş açması için kışkırtan, 8 yıl boyunca da savaşı sürdürebilmesi için silah yağdıran yöneticilerinden kimse hesap soramayacak. O silahları satın alabilmesi, kendilerini İran tehdidinden koruyabilmesi için Saddam'a sürekli para gönderen (70 milyar dolar) Arap rejimlerinden de...
Saddam'ın 1990 Ağustos'unda Kuveyt işgaline el altından yeşil ışık yakanlar da artık asla öğrenilemeyecek.
30 yılın üstü örtüldü
Ali Hasan El-Mecit'in, yani "Kimyasal Ali"nin verdiği rakama göre 1988'de 100 bin Kürt'ün ölümüne yol açan Enfal'in işbirlikçileri de artık ortaya çıkarılamayacak. Saddam'a o katliamda kullandığı kimyasal silahları satan Amerikan, Alman, Fransız, Avusturya, Çek Cumhuriyeti firmalarının yöneticileri ve bu satışa göz yuman hükümetlerin üyeleri pirü pak olarak hayatlarını tamamlayabilecekler.
Saddam'ı devirmek için rejim muhaliflerini birçok kez suikast ve darbe girişimine teşvik eden, misilleme olarak herbirinde binlerce kişinin öldürülmesini sadece seyreden başta CIA olmak üzere Batı gizli servislerinin yöneticilerinden ve onlara el veren hükümetlerden artık kimse hesap soramayacak. Hiçbir devlet geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalmayacak.
Zaten bütün bu katliamların örtbas edilmesi için Saddam Hüseyin, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde değil bir Irak mahkemesinde yargılandı. Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılansaydı, kirli çamaşırların hepsi ortaya dökülecekti. Tıpkı Sırp lider Slobodan Miloseviç davasında olduğu gibi.
Amerikan işgal ordusunun iskambil destesinde "Maça Ası" olan Saddam'ın 8 ayrı insanlık suçu işlediği iddia edildi, 7'sinin dosyası açılmadı. Biri, Halepçe katliamı, yarım yamalak açılacak oldu, tehlikeli sulara doğru sürüklenmeye başlayınca, 30 yıllık Saddam rejiminde sadece bir ayrıntı sayılabilecek Duceyl cinayetlerinin faturasıyla yetinildi.
148 kurbanın ruhu huzura kavuştu ama Saddam'ın bazılarını kendi elleriyle öldürdüğü en az 2 milyon Iraklı'nın hesabı Mahkemei Kübra'ya bırakıldı.
Hitler'e maledilen bir söze göre, "Bir kişinin ölümü trajedidir, bir milyon kişinin ölümü istatistik."
148 trajedinin öcü alındı. 2 milyon kurban istatistik olarak kaldı.