Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Dolardaki düşüşten korkmalı mı?

Avrupa yeni yıla Euro'nun dolar karşısında olağanüstü yükselişinin yol açtığı tedirginlikte girdi. Türkiye'de de en azından ekonomistler arasında TL'deki değer artışının bu yıl dengeleri tehlikeye sokup sokmayacağı tartışılıyor. Türk Lirası şu anda dünyanın hem en değerli, hem de en itibarsız paraları arasında. Değerli, çünkü geçen yıl dolar karşısında yüzde 15.44 yükseldi. Dolar 2003 başında serbest piyasada 1 milyon 664 bin liradan işlem görüyordu, yıl sonunda 1 milyon 407 bin liraya geriledi. Paramız Euro karşısında yüzde 2.19 değer yitirmiş görünüyor. Ancak AB ile Türkiye'nin enflasyonları arasındaki fark (yüzde 20'ye yakın) gözönüne alındığında, TL'nin Euro karşısında da değerlendiğini söyleyebiliriz. İtibarsız, çünkü dünyada milyonluk banknotlar sadece TL'de var. Dileriz, işler tahmin edildiği gibi gider de, önümüzdeki yıl bu günlerde 6 sıfırı atılmış Yeni Türk Lirası ile ayıptan kurtuluruz.

2005'te tehlike sinyali
Peki TL'deki ısınma 2004 yılında da sürer mi? Sürerse nereye kadar gider? 2004 bütçesinde doların yıllık ortalama kuruyla ilgili iki rakam yer aldı: Faiz ödemelerinde 1 milyon 550 bin lira, kamu harcamaları ve ödeneklerde 1 milyon 604 bin lira. (Yılın ilk yarısında çok fazla borçlanılacağı için, böyle farklı kurlar öngörüldü.) Yani, dövizin değerinde istikrarlı enflasyona uygun bir gelişme bekleniyor. Sorumuza dönecek olursak, TL'nin değer artışının sürüp sürmeyeceği konusunda hiç kimse kesin bir tahmin yapamıyor. Çünkü her şeyden önce hükümet-asker ilişkileri, Kıbrıs, AB ve Irak gibi ekonomik olmayan ama 2004'e damgasını vuracak bir dizi konuda gelişmeleri kestirmek imkansız. Sonucu etkileyecek ekonomik faktörler de belli: Programa bağlılık, güven ortamının sürmesi ve diğer hedeflerin tutturulması, özellikle de cari işlemler açığının 6 milyar dolar olarak öngörülen sınırı pek aşmaması. Görüşlerine çok önem verdiğimiz iktisatçı Hasan Ersel'in beklentileri şöyle: "Bizim tahminimiz TL'nin değerlenmeye devam edeceği yönünde. Değerlenmenin hızlanması halinde Türkiye'nin dış ticaretinde sorun olabilir. Economist Intelligence Unit tahminlerini biraz değiştirdi, krizi 2005 yılına erteledi. Onlar çok şiddetli bir devalüasyonla düzeltme yapılacağını söylüyor." Ufuktaki tehlike bu son cümlede gizli: TL'nin bu yıl da sürecek olan değer artışı makul ölçüleri aşarsa, Economist dergisinin yıllık tahminlerinı açıkladığı Intelligence Unit raporunda iddia edildiği gibi, 2005'te radikal bir ayarlamayı gündeme getirebilir, hatta getirmek zorunda bırakabilir.

Euro'nun müthiş rekoru
Gelelim Euro'ya.. 15 AB ülkesinden 12'sinin ortak parası yılı, 1.2648 dolardan kapattı. Bu, doların bir yılda Euro karşısında yüzde 22 değer yitirmesi anlamına geliyor. Daha da önemlisi, uzmanlar doların daha hangi düzeylere kadar gerileyeceğini tahmin bile edemiyor. Yaygın görüş 2004 sonunda paritenin Euro-dolar için 1.35, sterlin-dolar için 1.90 olacağı, doların Japon parası karşısında da 100 yen'e ineceği şeklinde. Dolardaki düşüşün üç nedeni var: ABD'nin cari işlemler ve bütçe açıkları, faizlerinin düşüklüğü. Cari açık öylesine baş döndürücü boyutlara vardı ki, ABD her gün 1.5 milyar dolar borçlanıyor. Ama Bush yönetiminin bu düşüşten dertlendiği yok. Tam tersine ihracat artışıyla ekonomik canlanmayı desteklediği için memnun. Dertlenenler Avrupalılar; zira Euro'daki aşırı değerlenmenin ihracatı ve turizm gelirlerini tehlikeye düşürmesinden, bunun sonucu olarak da yeni yeni kıpırdamaya başlayan AB ekonomilerinin tekrar durgunluk uçurumuna yuvarlanmasından korkuyorlar. ABD eski başkanlarından Richard Nixon, 35 yıl önce Avrupalılar'a "Dolar bizim paramız, sizin ise sorununuz" demişti. Ne kadar haklıymış...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA