Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Batı?daki Doğu

İnternette Batı medyasına göz atarken bir haber gördüm, bayram sabahı canım fena halde sıkıldı. Haber şöyle: Eski Doğu Almanya'dan miras devlet fabrika ve tesislerini özelleştirmekle görevlendirilen "BvS" kapıya kilit vurmaya karar verdi. O koca devletin satılabilecek nesi varsa satılmış, program ya da mesai tamamlanmıştı. Sadece 13 yılda! İşe Türkiye'den 6 yıl sonra başlamış ve biz daha yolun ortasına gelmeden, üstelik bizdekinin iki, üç, kimbilir belki de dört katı tesise müşteri bulup dosyayı kapatmıştı. 1989 Ekim'inde Berlin Duvarı'nın çökmesi ve Doğu Almanya'nın tarihe karışması, Federal (Batı) Almanya hükümetini ağır bir sorunla karşı karşıya bıraktı: 45 yıl boyunca komünist sistemle yönetilmiş bir ülkeyi pazar ekonomisine dönüştürmek. Bu amaçla 17 Haziran 1990'da "Treuhandanstalt" oluşturuldu. Anlamı: Yeddiemin Ajansı. 1994'te Ajans hem isim, hem de statü değiştirdi. "Bundesanstalt für vereinigungsbedingte Sonderaufgaben" (BvS) adını aldı. Anlamı: "Birleşmeden kaynaklanan olağandışı işler için federal ofis." İşi gerçekten olağandışı, hatta olağanüstüydü. Dile kolay; 38.942 adet özelleştirme dosyasını sonuçlandırması isteniyordu. Hem de sağlam anlaşmalarla. Alıcıların toplam 80 milyar Euro yatırım yapmaları, 1.2 milyon kişilik istihdam yaratmaları şart koşulmuştu. "BvS" Başkanı Hans Schröder-Hohenwarth, 13 yılda bu dosyaların tümünü temizlediklerini açıkladı. Bilanço, hedefe tam ulaşılamasa bile hiç de fena değil: Eski Doğu Almanya'nın üretim tesislerini satın alanlar 68 milyar Euro'luk yatırım gerçekleştirdiler, 860 bin kişilik istihdam yarattılar. Devletin kasasına da 600 milyon Euro gelir yazıldı. Evet, sadece 600 milyon Euro. Çünkü binlerce tesis, yatırım ve istihdam koşuluyla "bedava" devredildi. Bizde olsa bu bilançoya bakıp "Kamu kuruluşları peşkeş çekildi" diye kıyamet koparılırdı. Zaten iş o noktaya gelmeden Anayasa Mahkemesi kimbilir kaç özelleştirme ihalesini iptal etmiş olurdu...

Devletçilik iliklerde
Zira Türkiye'de onca yıl sonra bile özelleştirmenin amacı ve mantığında mutabakat sağlanamadı. Kimse devletin ticaret ve sanayiden elini çekmesine, serbest piyasa koşullarının tüm kurallarıyla işlemesine gönülden destek vermiyor. Kimse devletin istihdam kapısı olmaktan çıkarılması gerektiğini kabullenemiyor. Ne yazık ki yargı da özelleştirme konusunda önyargılarını kıramayınca binbir güçlükle müşteri bulunan bir tesisin satışı da mahkemeden dönüyor. Fazla söze gerek yok; sadece bu yıl şu ya da bu nedenle iptal edilen özelleştirme ihalelerini sayayım, yorumu siz yapın: SEKA'nın Kastamonu, Aksu ve Akdeniz tesisleri, İGSAŞ, Petkim, Gerkonsan, Eti Krom, Eti Elektrik Metalurji, TEKEL sigara, Sümer Holding'in Çanakkale, Sarıkamış, Tercan, Bakırköy tesisleri veya varlıkları, Eti Bakır, Taşucu Limanı... Ankara İdare Mahkemesi'nin yürütmeyi durdurma kararı verdiği TEKEL'in içki bölümü ihalesi de cabası. Alın bir haber daha: Libya yıl başında özelleştirme hamlesi başlatıyor. Demir-çelik, çimento ve kimya sektörleri başta olmak üzere devletin 360 şirket ve işletmesi 5 yıllık süreçte özelleştirilecek. İddia ediyorum; Libya 5 yıl sonra tüm özelleştirmeleri tamamladığında biz, "O tesisi nasıl satacağız, bu tesisle ilgili mahkeme kararını nasıl aşacağız" tartışmalarıyla uğraşacağız. Yani Batı'daki Doğu olarak kalmaya devam edeceğiz. Birilerinin vicdanının sızlaması gerek. Ama kimin? Ama kimin?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA