Siyasal iktidar Noel Baba mıdır?
Soru size garip geldiyse durumumuza bakın.
Bugün içeriği bilinmeyen ama kulağı delik kişilerce önemli olduğu duyurulan bir paket açıklanıyor.
Türü ne içeriğinin?
Çikolata ya da akide şekeri gibi bir şey değil herhalde.
Reform tasarıları.
Yani toplum yaşantısını değiştirebilecek atılım planları.
Takınılacak akılcı tavır nasıl olur bu konuda?
Bakarsınız içeriğe, gözünüzün tuttuğu kadarını benimseyip kalanını eleştirirsiniz.
Size katılmayanlar nedenini söyler.
Şairin dediği gibi, gerçeğin şimşek parıltısı düşüncelerin çarpışmasından çıkar.
Düşünceler değil de önyargılar toslaşırsa ne çıkar? Gürültü.
29 Eylül günü kamuoyumuzun istemezükçü kesiminde 24 saat sonra açıklanacak pakete ilişkin yorumların çoğu topluma yanlış ve yetersiz şeylerin sunulacağı varsayımına dayanıyordu.
"Erdoğan halka ne verecek?" "Ne verebilir ki?
Dağarcığında ne var verilebilecek? Onda halka verilmesi gereken şeyleri hazırlama niyeti yok zaten!"
Hep vermek, vermek, vermek... Ve Erdoğan, Erdoğan, Erdoğan...
İşin tuhafı, bu gürültüyü sürdürenler onu tek adam olmaya çalışmakla suçlayan kişiler. Öyle bir sonuç istenmiyorsa, bütün konuları tek kişinin davranışlarına bağlamak ne mene kafasal şaşılıktır?
"Verilecek" şeyleri beklemek ise iştahları onur kaygılarına ağır basmış kişilere yakışır. Kullara hükümdar ihsanı bağışlanacak, açlara yiyecek yardımı dağıtılacak, arsız meraklılara bedava promosyon malı lütfedilecek yerlerde biriken kalabalıkları getirin gözünüzün önüne.
Hoş görüntü sayılmaz hiçbiri.
Hükümetlerin gündeme getirdiği reform tasarıları ihsan değil, plandır.
Verilmez, önerilir.
Başarıya ulaştırılmaları ise yöneticiler kadar toplumlara da düşer.
Olumlu sonuçlar alınırsa tasarı hazırlayanlara "İyi plan yaptığınızı gördüğümüz için size yeniden şans tanıyoruz" denilir. "Verme" olayı onlara oy atmakla yaşanır. Asıl yararı ise toplum kendine sağlar öylece.
Peki, biz ne durumdayız?
Oylarımızla bir parlamento biçimlendirmişiz. Reform tasarılarına o yoldan yeterli destek veriyor, olumlu sonuçlara ulaşılmasını hızlandırıyor muyuz?
Notumuz parlak görünmüyor şimdilik. Akıl dışı kutuplaşma her adımı çelmelemekte.
Düzelmeler sağlanıyorsa toplumun desteği sayesinde değil, kösteğine karşın gerçekleşmekte.
Genel esinliğin şartı olan yeni anayasa Kaf Dağının ardına itildi. Projektörleri Erdoğan'ın değil, toplumun üstüne çevirmeliyiz. Başka türlüsü onu Noel Baba, kendimizi de gökteki kızaktan armağan bekleyen çocuklar yerine koymak oluyor.