Saraybosna'yı çepeçevre sararak kenti döven Sırp topçusu insanların kollarını bacaklarını koparırken dünya deliye döndü, müdahale gücü olanlara haykırdı:
"Seyirci mi kalacaksınız bu hayvanlığa?"
Hakkını yemeyelim. Gecikerek de olsa, Batı devreye girerek Balkanlar'daki iğrençliği durdurdu sonunda.
Biz fiziksel bakımdan kırımın hayli uzağındaydık, ama seyirci kalmadık. Zenica'da konuşlanan birliğimizin Boşnak yaralarını nasıl sardığını, halkın direnme gücüne ne güçler kattığını olay yerinde gözümle gördüm.
Şimdi komşumuz Suriye'de tank, top, havan, helikopter ateşiyle her gün insanlar delik deşik edilmekte. (Çocuklar, hele çocuklar... Onların gece karanlığında alelacele gömülen ölülerine, sakat kalanların "Neden?" diye soran gözlerine bakamıyorum.) Dünya çaresiz. Üstelik bölünmüş. Söylenmekten, atışmaktan başka bir şey yapamamakta.
Seyirci kalacağa benziyor bu sefer.
Bizim müdahale gücümüz var. Ne yapacağız?
***
Hemen söyleyeyim. Mehmetçik kanı akıtacak hiçbir önerim yok. O delikanlılar da analarının yetiştirdiği birer çocuktur.
Onlar da ölürken öyle bakarlar insanın yüzüne. Onu da gözümle gördüm.
İnsanın sıcak odalarda harekât kararlarına baş sallaması ile cephenin somut gerçeklerine toslaması bambaşka olaylardır, biliyorum.
Orta Doğu girmesi kolay, çıkması zor bir batağa dönüşebilir çabucak. Farkına varmadan, çok uzaklardaki ya da çok yakınlardaki hinoğluhinlerin çıkar hesaplarına alet olabilirsiniz. İyi niyetle attığınız bir adım hiç kapışmak istemediğiniz güçlerle karşı karşıya getirebilir sizi. Kendi müzmin sorunlarınızın çözümünü yokuşa sürebilir.
Çok, çok dikkatli davranmak gerek. Hepsini biliyorum.
Ama yine de felce uğramış gibi hareketsiz kalmamalıyız. Çünkü öyle davranmak güvenlik sağlamayacak. Patlama gelirse yoğunlaştıracak tehlikeyi. Burnumuzun dibindeki gelişmeleri kendi elimizle kontrol altında tutmakta yarar var.
***
Kelle sayarsak, Suriye'deki güç dengesinde özgürlükçüler alta düşmüş görünüyor.
Egemenlerin emirlerindeki kadroları meydanlarda toplayarak yaptıkları mitinglerde kalabalıklar protesto gösterilerindeki sayılara ağır basmakta.
Kritik yamukluk silah dengesinde. Bir yanda top, ötekinde tüfek.
Nasıl düzeltilir denge? Dövüşe doğrudan katılınmasın. Ama elindeki tüfekle topa karşı çıkanlara top verilemez mi?
İnsanlar kazanacağını düşündükleri tarafa yanaşırlar. Suriye'de silah dengesi düzelmeye başlarsa kelle sayılarındaki ağırlığın da mazlumların lehine değiştiğini görürsünüz.
Bir de, cenk ustası Napolyon ne demiş? Savaşta asıl cephanenin para, para, para olduğunu söylememiş mi?
Bolca akçe aksın doğru yerlere, bakın kim kimi eziyor Suriye'de!
Gerisi ince oyun planlayacak, iz bırakmadan hasım bertaraf edecek derin devlet zekâsına kalmış. Onun da kıtlığı yok bizde galiba?