Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Farkımızın değeri

Dünyanın ne kadar apar topar değiştiğini göstermek isteyen senaristlerin pek sevdikleri bir konu vardır: Yüz yıllık uykudan uyanan adam köyünün kente, evinin gökdelene, kağnısının helikoptere dönüşmüş olduğunu görünce neye uğradığını şaşırır.
O şoku yaşamak için senaryoya gerek yok artık. Ben yüz yıl uyumadım ama günümüz dünyasına bakarken kâbus gördüğüme inandığım oluyor.
Devrim kavramının başına gelenler tam şok etkisi yapmakta. Kurulu düzene başkaldırı ve olumlu yönde atılım demekti o. Rusya en büyük devrim denemesinin yurdu, Çin atılım devi Mao'nun vatanıydı. İran bile Şah'ı devirirken İslam devrimi yaptığını ilan etmişti.
Bugün en berbat statüko sahnelerinden biri olan Suriye'de egemenlerin saltanatının korunması için kan gövdeyi götürüyor. Biz dahil, bütün dünya o vahşete karşı çıkmakta. Kim destekliyor oradaki kurulu düzeni? Rusya, Çin ve İran! Ne adına? Bağımsızlık, uluslararası hukuk, antiemperyalizm...
Sapıtır insan.
Sapıtmamak için kafadaki bütün birikimi devre dışına itmek, ne defter varsa hepsinde sayfa çevirmek, ortamı olduğu gibi görmek, ilkeleri elden bırakmadan gerçekçi davranmak gerek.

***

Günümüz dünyasında sağ-sol, gericilik-ilericilik, karşı devrim ve devrim kavramları birbirine dolanıp belirsizleşmekteyse (örneğin bir ülkede halkçı geçinen odaklar vesayetlerle kol kola girerken kendine muhafazakâr diyen güçler toplumu yeniliyorlarsa), savunulacak ne ilke kalmıştır elde?
Listenin başında laiklik var.
Mısır'ın bir stadında cenk çıktı, ağır zayiat verildi. Facianın gerisinde komplo olup olmadığı araştırılıyor. Türkiye'de de holigan az değil. Ama burada futbol kavgası küçük çapta iç savaşa dönüşebilir mi? Hayır.
İyimserleri umutlandıran "Tahrir Devrimi" seçimde ağır basan İslamcıların statüko avantacısı orduyla ortaklık kurması sonucunu veriyor, temel gerginlik müzminleşiyor. Burada ise tersi oldu: Dindar iktidar sona erdiriyor o tür tezgâhları.
Farkın kaynağı nedir? Türkiye Başbakanı'nın Kahire'de tepkileri göze alarak savunduğu laiklik.
***

Biliyorum, hemen itiraz gelecek: "Ne laikliği? Erdoğan dindar gençlik istediğini açıklamadı mı?"
Her ama her konuda kavramları karıştırma huyumuz sürüyor. O sözün yol açtığı kaygı ve hayret tepkisine de ben şaştım. Namazı niyazında parti liderinin tercihleri bilinmiyor muydu?
Ha, dindar olmayan gençlerin önünü kesmek için şu ya da bu yoldan devlet gücünü kullanacağını, başını örtmeyen kızları okula sokmayacağını söylerse, hep birden karşısına dikilelim. Çünkü o zaman Kahire'deki tavrıyla çelişkiye düşmüş, laiklik ilkesine ihanet etmiş, Anayasa'yı çiğnemiş olur.
Öyle bir terslikle karşılaşmadıkça gerçek dertlerle uğraşalım, yapaylarıyla değil. Komşularla farkımızın, kemalist ve gelenekçi çizgilerin laiklik kavşağında kesişmesinin değerini bilelim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA