Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

İpekçi ilacı

Rahmetli babam ilkeli ama sabrı ve bağışlaması kıt, öfkesi burnunda, kavgaya fazlaca hazır bir avukattı. Kar fırtınasında, buzlu Cihangir yokuşunda müvekkilesi hanımın evini gözetlediğinden kuşkulandığı bir vatandaşın üstüne çullanmış, "Deli var!" diye bağıran ve suçsuzluğu sonradan anlaşılan adamla boğuşurken kayınca bacağı kırılmıştı.
Hepimizi genlerimiz biçimlendiriyor büyük ölçüde. Ben de ömrümce serinkanlı tutumlardan uzak, aklıma eseni yaparak yaşadım. Kaderin cilvesine bakın ki yaşantımı en çok etkileyen dostlarımdan biri dengeli yaklaşım şampiyonu Abdi İpekçi oldu.
"Anladık, aşırıya kaçmamak gerekir ama sen ılımlılıkta aşırıya kaçıyorsun" gibi laflarla yazılarına şaka yollu itiraz ederdim ara sıra. Bir gün de "Neredeyse Hitler'in canavarlığının hafifletici sebepleri olduğunu söyleyeceksin" diye takılmıştım. Biraz durakladıktan sonra "Düşün" demişti; "etrafındakiler öyle davransaydı canavar olmazdı Hitler."
Yazık ki hayat hoşgörülü insana hoşgörülü davranmıyor. Hele bizimki gibi ülkelerde...

***

Bir zamanlar astığı astık, kestiği kestik bir Genelkurmay Başkanı vardı. Yazdıklarına kızdığı İlhami Soysal'ı onun emrindeki zorbalar kaçırmış, otomobil içinde husyelerini sıkarak haşat etmişlerdi. Yaptıkları iğrençliğin basını bütünüyle hizaya getireceğini umuyorlardı.
O hesaplarının boşluğunu somut biçimde kanıtlamak için İlhami'nin yazdıklarını Milliyet'in ikinci sayfasındaki köşemde özetledim ertesi gün. Yazıyı "çok sivri" bulan, olası sonuçlarını düşünmemi isteyen Abdi'yi güçlükle razı etmiştim. "Ne yaparlar?" soruma yanıtını unutamam:
"Türkiye burası. Yok ederler insanı."
Benim gibi sivriyi değil de dünya tatlısı, denge ustası, efendilik örneği dostumu yok ettiklerini duyduğumda o sözü hatırlayınca feleğin ironisi sarstı kafamı. Sonra, yıllar boyunca su üstüne çıkan gerçekleri izledikçe anladım ki onu denge ustası efendi olmasına rağmen değil, öyle olduğu için öldürdüler.
Paradoks mu? Hayır.
***

Abdi İpekçi'yi cinayet yıldönümlerinin dışında da sık sık anıyorum. Çünkü ülkenin ve basının görüntüsüne baktıkça merak ediyorum sağ olsaydı ne yazacağını.
Pek çok meslektaş gerginliklerden, baskılardan, hırçınlıklardan yakınmakta. Haksız değiller; kimi müzmin, kimi yeni, sayısız terslik var ülkede. Ama eleştiriler çoğu zaman kaba, ölçüsüz ve hep tek yönlü. Baskı yalnız iktidar gücüyle yapılmaz. Onura, egoya, sinire saldırılar da çok incitici, hatta çıldırtıcı olabilir.
Yani bugün bir taraf saldırıda da, öteki taraf mazlum mazlum savunmada mı? Herkes birbirinin gözünü oymaya bakıyor. Etki-tepki sarmalı toplumun boğazına dolanmış durumda.
Ve bu kimilerinin işine geliyor!
İpekçi sağ olsaydı onların kimliklerini çözmeye, ülkenin aklını başına getirmeye çalışırdı.
Basının dengeli davranmasını da sabırla savunarak...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA