Zamanın kabahatleri hafiflettiği inancını anlayamam.
Bugün sizin otomobilinizi çalmam ağır suç olur. Yakalandığım gün tutuklanır, yargılanıp hapse atılırım.
Hemen değil de on yıl sonra yakalanırsam suçu hafiflemiş mi sayarsınız? "Üstelik arabayı on yıl kullanmışsın" diye kızmaz mısınız büsbütün?
Şimdi Kenan Evren'den hesap sorulmasını yadırgayanlar var. "Canım, aradan otuz bir yıl geçmiş" diyorlar. "Adam çok yaşlı."
Uzun yaşamış olmanın kabahat hafifletici neden sayılması akıl erdiremediğim bir başka değerlendirme.
Ben de yaşlıyım. Otuz bir yıl önce şırfıntılara yazılmış aşk mektuplarım ortaya çıksa yakınlarım "yaşıma hürmeten" olayı tatlıya bağlamaz, ayıbımı tefe koyar, burnumdan getirirler.
En tuhafı, Kenan Evren'e şunun sorulması: "Neden darbe yaptın?"
Piranaların avlarını niçin ısırdıkları düşünülmez.
Pirana oldukları için ısırırlar.
Evren faşisttir. Öyle olduğu için darbe de yapar, faşistliğin bütün başka hünerlerini de gösterir. Gösterdi nitekim.
Kaldı ki, alacağınız yanıt belli. Otuz bir yıl önceki gerekçeyi bir kere daha yutturmayı deneyecek:
"Karşıt görüşlü gençlerin vuruşmasıyla kan gövdeyi götürüyordu. Durdurmak için müdahale ettim."
***
Söylemiştim: Evren'in sınıf arkadaşı Orgeneral Bedrettin Demirel (Süleyman Bey'le akrabalığı yok) emekliliğinde bacanağım oldu.
Ölümünden sonra Cumhuriyet gazetesinin yayımladığı anılarında anlattıklarını kendi ağzından dinlemiştim ayrıntılarıyla. Darbe yapmak için
"şartların olgunlaşmasını" sabırla -ama planları da olgunlaştırarakbeklemişler.
Suçu tasarlayarak işleme anlamındaki
"taammüt" hukukta en önemli ağırlaştırma nedenidir. Tasarlamanın da ötesine geçilerek somut zemin hazırlanmışsa vahamet yoğunlaşır.
Evren'e asıl şu sorulmalı:
"Darbe öncesinde
'kanın gövdeyi götürdüğü' ortam nasıl yaratıldı? Gençleri kimler kışkırtarak birbirlerinin canına susayacak kadar
'karşıt görüşlü' duruma getirdi? Birkaç gün önce ölen, CIA'nın ülkemizdeki şefi Paul Henze
'Bizim oğlanlar işi becerdi' diye Amerika Cumhurbaşkanına müjde verirken kimleri kastediyordu? O oğlanların başı siz miydiniz? Eğer öyleyse, vergileriyle aylıklarınızı ödeyen, Türkiye'yi savunasınız diye sizi silahlı kuvvetlerimizin başına geçiren halkımıza karşı ajanlarla işbirliği yapmaktan, yabancı piyonu durumuna düşmekten utanmadınız mı?"
Utanmamıştır herhalde. Yoksa şimdi pişman olmadığını, yetkili duruma gelse aynı şeyleri yapacağını söyleyemezdi.
***
Darbeyle iktidar kapmak bir yana, daha sonra uygulananlar?
On yedi yaşındaki çocuğu astırmak için tutturmalar, idam kararı yargıda iki kere bozulunca yaşını büyüttürüp ipe çektirmeler... Daha sonra bu canavarlığın niçin yapıldığı sorulduğunda, iğrençliği ikiye katlayan lafı etmeler:
"Asmayalım da besleyelim mi?"
Bütün bunlara ne ceza verilebileceğine gelince... Hiç ceza verilmeyecek tabii; konu bir yolu bulunup Allah'a havale edilecek. Ama verilecek olsa...
O yaşta insanı hücreye tıkmak başka bir çirkinlik yaratır elbette. Benim aklıma gelen şu:
Astırdığı, işkence ettirdiği, süründürdüğü suçsuz insanların fotoğrafları önüne yığılmalı. Teker teker her birinin gözlerinin içine bakarak resimlerini yapması istenmeli.
Belki daha önce hiç denemediği bir zahmete katlanır:
Düşünür.
İnsan üstüne.