Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Mis kokulu 2015

Müşteri avındaki otomobil yapımcı ve satıcıları neye çok önem verirler, bilir misiniz? Kokuya.
Evet, kullanılmamış otomobil içinin kendine özgü bir kokusu vardır. Burundan beyne yolladığı mesajla "lüks, refah, keyif, fiyaka, mutluluk" çağrışımları yaptırır. Galerideki inceleme sırasında arabanın içine başını uzatan müşteriyi direksiyon simidinin biçiminden çok o koku etkiler. Otomobil eskitildikten sonra yenilenmesi için marka seçimi yapılırken de yine o ilk olumlu izlenim gündeme gelir bilinçaltında.
Sıfır kilometrede olmak başka konularda da hoş bir özelliktir. Yeni ev, yeni giysi, yeni sevgili... Hepsi keyif verir başlangıçta. Ama yenilik, niteliği gereğince, başlangıçta yenidir. Birkaç günde uçup giden kullanılmamış araba kokusu gibi, yeni olmaktan çıkar bir zaman sonra.
Keyfin sürekliliği söz konusu nimetin nasıl kullanıldığına bağlıdır. Sahibini güvenle iş yerine götürüp getiren, ilginç gezilere yarayan, içinde tatlı sohbetler edilen otomobil bir ailenin mutluluğunu artırır yıllar yılı. Ama yollarda boyuna hırlaşır, öfkeden köpürerek hız yapar, fren yerine gaza basarlarsa ailenin felaket aracı da olabilir.
Şimdi biz günlerdir adaylık hummasıyla yatıp kalktık. Kim kazanacak, kim kazınacak? İsimler, isimler, isimler başımızı döndürdü. Sonunda falanca yazıldı, filanca çizildi, feşmekân ezildi. Toz toprağın yatışmasıyla ortaya çıkan tabloda gördük ki kadrolar yarıdan fazla değişmiş. Önemli gerçek şu:
Yalnız sayısal açıdan değil, içeride kalmış kişilerin ister istemez benimseyecekleri perspektif bakımından da yepyeni bir parlamentomuz oluyor.
Onu nasıl kullanacağız?

***
Çene çalan, tartışan, çekişen ama sorunlara çözüm üretmeyen bir parlamentonun mahalle kahvesinden pek farkı yoktur.
Hangi sorunlara çözüm aranacak?
Onları sıralayıp "Benim öncelikli dertlerim şunlar, çare bulun" diye vekillerinin önüne koymak, Meclis'i verimli çalışmaya zorlamak da topluma düşer. Medyası, üniversiteleri, meslek birlikleri, çeşitli örgütleri ve nüfusumuzun -göbeğini kaşısın kaşımasın- bilinçlenen kesimleriyle Türkiye bunu yapabilecek durumda artık.
En ivedi sorunlarımızın ne olduğunu uzun boylu düşünmek de gereksiz. Besbelli:
Vesayetlerin geri getirilmesini kesinkes önleyecek bir anayasa yapmak.
Bölünme tehlikesi yaratmadan Kürt kimliğini sınırsızca tanıyarak o kavgayı bitirmek.
Yargıyı hızla düzeltirken Ergenekon hikâyesini en kısa sürede adil bir sonuca ulaştırmak.
Dershane rezaletini gidermek ve iş sektörlerinin ihtiyacına uygun yetiştirme sağlamak üzere eğitim sistemini biçimlendirmek.
Trafiğe çekidüzen vererek yollardaki can ve mal kaybını durdurmak.
Bir yasama döneminde bunların gerçekleştirilmesi ülkenin gelişiminde dönüm noktası diye kayda geçecek bir atılım olur.
***
Kadınlarımızın halter başarısına ne diyorsunuz?
Sıkışan buhar baskı artınca bir yerden patlama yapar. Fiziksel güçten başka kozu olmayan erkeklerin yabaniliğinden bunalınca Türk kadınlığı kaslarını gösterdi galiba.
Nüfusumuzun yarısı dişi vatandaş. Onların her konuda devreye girip yük kaldırmasına olanak sağlansa ne sonuçlar alınır!
Çalışsa kendinden çok para kazanabilecek eşini sille tokat evde tutan erkek akıllansa ailesi de rahatlar, toplum da. Aday listelerinde oranları hayli artan kadınlarımız yasamaya katkılarıyla ülkeye o tür akıl aşılayacaklar sanırım.
Haziran seçiminin sonuçlarından umutluyum ama asıl sıçramanın 2015'te olacağını düşünüyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA