Ayaklarımızı yerden kesen, Uçuran o hissin duygu hali, yani aşk...
Bulmak çok zor, kaybetmek kolay...
Aşk için nelere katlanıyor insan?
Dağları deliyor, aylar, yıllarca bekliyor bir 'evet' için.
Katlanıyor,
Hatta ölüyor bazen...
Sahi, aşk için ölür mü insan?

"Aşk için ölmeli, aşk o zaman aşk" diye niye şarkı söyleriz bazen...
Değer mi aşk için ölmeye,
Anlamı var mı aşk için ölmenin?
"Bir aşk ki gönlüne düşmemiş olan varsa eğer / Yaşadım der mi hiç bin yıl yaşasa / Sevgi insanı yüceltir, ruhuna can verir / Sonunda acı ve çile de olsa" diyenler haksız mı?
O, şarkıcıdan öte, sanatının doruğunda hem de orta yaşlarında.
Tarzı için çok şey söylendi, yazıldı, çizildi.
Çoğunlukla da övüldü.
Genç, yaşlı, hatta çocuk hemen herkesin ortak dili olmayı başaran kaç sanatçımız var?
O müziğimizin bitmeyen soluğu.
Adeta bitimsiz ve doyumsuz bir pınar...
Defalarca dinleseniz de asla bıkmayacağınız bir zenginlik.
Her şarkısı hayatlarımızdan süzülmüş envai çeşit duygunun izdüşümü.

***

"Ben de varım" deyip ilk kez sahneye çıktığında 1970 yılıydı.
Bir derginin açtığı yarışmada sesi ve yorumuyla farkını hissettirmiş, biraz kısa boyu yüzünden 'minik',
Yerinde duramayan özelliği nedeniyle de 'serçe' lakabı uygun görülmüştü.
Minik Serçe…
İzmirli bu genç kızın sesi farklı, sesindeki tını müthiş, yorumu benzersizdi.
Kısa zamanda öyle uzun ve kalıcı bir yol kat edecekti ki belki bu başarısına kendisi bile şaşıracaktı. Birçok şarkısının ezberinizde ve ruhunuzda saklı olduğunu biliyorum.
Sezen Aksu'yu bizden biri, ruhlarımızı ezbere 'Sezen' yapıp da içimize,
Taa en derinlerimize 'sızdıran' bu özelliği değil mi zaten?
Gülmek mi istiyorsun?
Var...
Şinanay yavrum şinanay...
Bir kent birdenbire dar mı geliyor?
Kimsesiz mi?
'Bu şehir bana küstü, hadi gülümse'...
Oynamak mı istiyorsun arkadaş,
Yerinde hiç durmamacasına! Bir türlü peşini bırakmayan bir sevdalın mı var,
Onun da adresi Sezen: Belalım...
Yoruldun ve artık uzaklaşmak istiyorsun,
Ama üstüne mi geliyorlar?
'Gidiyorum bütün aşklar yüreğimde'...
Sezen Aksu bir deniz,
Bir lebideryadır anlayan için.
Yaş 35 olmuş ya da 40,
İstersen 45, al sana 50...
Hiç fark etmez;
Eğer 'İkinci Bahar'ı dinlerken içiniz sızlıyor ve yılların biraz boş geçtiğini düşünüyorsanız, buyurun çeşme sizin; istediğiniz kadar akıtabilirsiniz...
Değer mi hiç?
Serçe de aynı soruyu soruyor.
Siz de içlenmiyor musunuz?
Kaybolan Yıllar için...
Aşk...
"Yağmur sonraları toprağın tüttüğü o yer",
Filozofun "iki kişilik",
Acı çekenin "hamdım, piştim, yandım" dediği,
Attila İlhan'ın "Böyle bir sevmek görülmemiştir" diye isyan ettiği Aşk...
Ölünür mü aşk için, sahi değer mi sevda için, aşk için ölmeye?
Sezen de çelişkili,
Önce "Değer mi hiç" diye soruyor,
Sonra da yanmaktan söz ediyor aşkın ateşinde.
Beni yak, kendini yak, her şeyi yak /
Bir kıvılcım yeter ben hazırım bak /
İster öp okşa istersen öldür
Aşk için ölmeli, aşk o zaman aşk /
Seni içime çektim bir nefeste
Yüreğim tutuklu göğsüm kafeste /
Yanacağız ikimiz de ateşte /
Bir kıvılcım yeter hazırım bak /
Aşk için ölmeli, aşk o zaman aşk