Dün yazmıştım, siyasetini Başbakan'ın hastalığı üzerine kuranların olduğunu… Meğer herkes farkındaymış bunun.
Yazım sonrasında aldığım onlarca e-mail bunu gösterdi.
Başbakan Erdoğan'ın hastalığının şu ya da bu şekilde kullanılmasına vatandaşın tepkisi büyük.
***
'Hastalık' lafı kulaklara dolduktan sonra herkesin gözü ve kulağı Başbakan Erdoğan'daydı.
Oy verenin de vermeyenin de ona dua ettiğine bir çok kez şahit oldum.
Sayın Başbakan'ın sağlığı üzerinden siyaset yapılmasını düşünmek bile çok çirkin.
Her şeye rağmen siyasetçilerin de yüreğinin bir yerinde
'vicdan' kırıntısı kaldığına inanmak istiyorum…
***
Hastalıklar da bizler içindir sevgili okurlar…
Hiç ummadığım bir sırada bir gece sabaha karşı peş peşe kalbime bıçak saplanmaya başlamıştı.
Meğer kalp krizi geçiriyormuşum. Ama benim haberim yok.
***
Bilmeden beni ölüme götürebilecek ne kadar sakıncalı hareket yapmışım bilseniz...
Dayanılmaz ağrılarımı ve ateşimi dindirir düşüncesiyle önce duşa girdim…
Sonra oyalanmak için kanepeye uzanıp televizyon izledim.
Ne yaptımsa ağrılarım dinmemiş, göğsümün üstüne oturan fil de kalkmamıştı…
Son çare olarak 112 Acil Servisi aradık.
***
Şansım varmış.
Ya da görecek günüm...
Yaptığım ölümcül hareketlere rağmen hastaneye geç kalmadan yetişebildim.
***
Tıkalı damarıma stent takıldıktan sonra ağrılarım dinmişti.
Herkesten geçmiş olsun mesajları yağmıştı o gün…
Hepsi içten duygularını iletmişti.
Aralarında yerimde gözü olanlar da vardı.
Ama hiç biri, 'ölsün de yerine ben geçeyim' geçirmemişti içinden…
***
Hastalık üzerinden ince hesaplar yapılmaz.
Bu durum insani de değil.
Hiçbir vicdan bunu kabul etmez.
***
Sayın Başbakan'a gelince, o çok iyi.
Bugün yarın görevinin başında olacak.
Kimse çirkin hesap yapmasın.