"Suskunluğum asaletimdendir.
Her lafa verilecek bir cevabım var.
Lakin bir lafa bakarım laf mı diye, Bir de söyleyene bakarım adam mı diye?"
Mevlana'nın bu güzel sözünü bilmeyen yoktur, ben de işkembe-i kübradan atanları gördükçe hep bunları hatırlarım.

Büyük tasavvufçumuz Mevlana yapılanı kabullenmek için değil, hırslarına kapılıp her söze cevap verilmemesi gerektiğini anlatmak için söylemiştir bu ünlü sözünü.
Yani Mevlana, boş lafa karşılık vermenin yanlışlığına vurgu yapmıştır.
"Lafa bakarım laf mı diye?" demesi, değersiz sözleri 'laf' olarak kabul etmemesinden.
Boş konuşanı da adam yerine koymamış ama, "Boş konuşuyorsun, sen adam değilsin" dememiş hiç.
Sadece susmuş.
Ancak ben BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'e yönelik
aşağılık sözleri karşısında susmayacağım.
Ne derse desinler…
Ey Demirtaş, söyler misin Türk ordusunun komutanı için nasıl "Bizim nazarımızda onbaşısın" dersin?
Türk Silahlı Kuvvetleri senin de can güvenliğini ve namusunu koruyor.
Unuttun mu?
Bu çirkin ifadeni kuyruk acına bağladım gitti...
BDP'nin başı, bu konuşmasıyla ne kadar sığ ve tahrikkar olduğunu gösterdi.
Ayrıca bu ifadeleri terbiyesi hakkında da bize fikir verdi.
Siyasi parti liderleri söylediklerine çok dikkat etmeli.
Ağızlarından çıkanı kulakları duymalı. Bin düşünüp bir konuşmalılar… Mesela sık sık ağzını bozan CHP Genel Başkanı, yüksek yargıçlara ' militan' diyerek, ayıp etmiştir.
Silivri'deki hakim ve savcılara da 'tiyatrocu' diyerek, hakaret etmiştir.
Hakkında 'fezleke' düzenlenince de yaygarayı basıp, 'mazlum' ayağına yatarak 'şov' yapmıştır.
Kılıçdaroğlu, hep "Ben demokratım" der bilirsiniz.
Ne kadar demokrat olduğunu gidin partideki muhaliflerine sorun.
Onun sık sık vurgu yaptığı 'özgürlük' anlayışını da.