Dün CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi aradı…
Dedi ki, "Siyaset dürüstlük ister. Siyaset, insanın söyledikleri ve yaptıklarının arkasında durmasını gerektirir. İnsan yaptıklarının arkasında durmayıp yanlış yaptığını düşündüğü konularda sorumluluğuna başka kişileri ortak etmeye çalışıyorsa siyaset yapmamalı. Siyaset yapmak dik durmayı gerektirir. İnsan arkasında duramayacağı, savunamayacağı şeyleri yapmamalı…"
Ardından basın toplantısında söylediklerini tekrarladı.

Milletvekili maaşlarıyla ilgili fikirlerimi hem yazdım hem de dün sabah TV 8'de katıldığım "Erkan Tan'la Başkent'ten" programında uzun uzun anlattım…
Aynı şeyleri tekrara gerek yok…
Bana göre, Kılıçdaroğlu bu konuda da yanlış yaptı.
Emeklinin maaşının az olduğu doğrudur.
Milletvekili maaşının da az olduğu bir gerçektir.
Ama ikisini birbirine karıştırmamak lazım.
Yani populizme gerek yok.
Emekli maaşlarının artırılması için hep birlikte mücadele edelim.
Ama bu şekilde değil.
Bu arada bir şeyi söylemeden geçemeyeceğim…
Vallahi sevgili Erkan işinin piri…
O herkesin sevdiği usta bir televizyoncu…
Nereden mi biliyorum?
Program sonrası arayanların çokluğundan…
Demek ki binlerce kişi bizi izlemiş.
Program sonrası telefonlara cevap vermeye yetişemedim ki.
Posta kutuma bakamadım bile…
Bu arada İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun Basın Yayın Müdürü'nden bir e-mail aldım.
Reşat Yörük, kısa açıklamasında,
"Sayın Ramoğlu,
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu hakkında herhangi bir rüşvet iddiası yoktur.
Bilgilerinize sunuyorum.
İyi çalışmalar" dedi…
Ben zaten sayın Kocaoğlu'nun yolsuzluğa karıştığını söylememiştim.
Belediyelerde dönen dolaplara dikkat çekmiştim.
Değerli okurlarım bilir…
Yine dün sabah arayanlardan biri de CHP milletvekili İlhan Cihaner'di.
Önceki günkü yazımda Yenimahalle'deki 'Yekta Güngör Özden Parkı'nın işgaline, burayı ziyaret ederek Cihaner'in de destek verdiğini' yazmıştım.
Sayın Cihaner, bir hukuk adamı olarak 'hukuksuzluğa' izin vermesinin mümkün olmadığını, oraya gidiş amacının taraflar arasında 'uzlaşıyı sağlamak' olduğunu söyledi…
Cihaner, "Ben iki kere oraya gittim. Birinde Belediye Başkanı Fethi Yaşar'la görüştüm. Ondan söz aldık… Diğerinde ise fiili durumun yaşandığı alanda Aşure Günü daveti verilmişti. Ona gitmiştim" dedi.
Gelelim asıl konuya…
Kemal Kılıçdaroğlu'nun partisinin mevcut belediye başkanlarından birini bile yeniden aday göstermeyeceğini anlatan yazıma yüzlerce olumlu tepki aldım.
Elazığ'dan yazan okurum Ethem Gülbay'ın gönderdiği e-posta, hemen herkesin görüşünü yansıtıyordu… Gülbay'ın mektubunu yorumsuz yayınlıyorum: "Eski bir il başkanı olarak ağzına sağlık diyorum. Dersimli Kemal, Kürt ve Alevi olmayan hiç kimseyi üst seviyeye getirmiyor.
CHP şu anda tam bir mezhep partisi. Onur Öymen ve Şükrü Elekdağ gibi isimleri harcayıp Hüseyin Aygün gibi 'Atatürk düşmanları'nı milletvekili yapan adamdan ne beklenir.
İlk seçimde barajın altında kalacaktır.
Saygılarımla…

Ethem Gülbay, Eski CHP Elazığ İl Başkanı"

***

Ve Aytaç Durak Kürkçüler'de…
Duayen başkanın korktuğu sonunda başına geldi.

Önceki gün çıkarıldığı mahkemede tutuklandı.
Üzüldüm…
Sakın timsah gözyaşı döktüğüm sanılmasın…
Pazartesi günü Durak'la ilgili bir analiz yazısı yazarak görüşlerimi sizlerle paylaşacağım…