Artık pazar günlerini okura ayırmak bir gelenek oldu.
Sadece bizim değil, okurlarımızın da bu gazetede söz sahibi olduğunu gösteren bu güzel adeti bundan böyle hep sürdüreceğiz.
İstiyoruz ki değerli okurlarımız; dertlerini, varsa itirazlarını, önerilerini, yaşadıklarını yazsınlar, biz de yayınlayalım.
Takdir edersiniz ki yerimiz dar; o nedenle ancak konunun özüne yer verebileceğiz.

Mustafa Kebude
AK Parti Adana İl Başkanı Mustafa Kebude ile ilgili üst üste iki ayrı yazı yazmıştım.
Amacım "İdeal il başkanı nasıl olur" sorusuna cevap bulmaktı.
Partilileriyle kavgalı bir görüntü veren Kebude'nin, AK Parti Genel Merkezi'ne karşı tavır almasının yanlışlığına da değinmiş, Ömer Çelik gibi önemli bir siyasetçiyi sıradan meselelerle meşgul etmemek gerektiğine dikkat çekmiştim.
Kimileri ne demek istediğimi anladı, bazılarının ise kafası basmadı.
Kebude dün ziyaretimize geldi.
Ve dedi ki, "Partimizin başarısız olmasını isteyen iç ve dış güçler var. Ben herkesi seviyorum. Hele Ömer Çelik'i daha çok seviyorum. Genel Merkeze karşı bir politika yürütmem de söz konusu olamaz. Bizi çekemeyenler dedikodu yayıyor. İster il başkanı, ister sıradan bir üye olarak partimin emrindeyim..."
Kebude ne kadar samimi, bilemem.
Takdiri okurlarımıza bırakıyorum.
Öte yandan "Savaşma Seviş / adayınız Şaban İş" sloganı ile siyasete giren şahısla ilgili bir dahlinin olmadığını söylediğini de belirtelim.
Mustafa Uysal
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı'nı soruşturan Mülkiye Başmüfettişi Mustafa Uysal'ı da yazmıştık.
Ondan da bir açıklama aldık.
Biz Aytaç Durak'ın, sayın Uysal'ı dava ettiğini biliyorduk ama bu bilgi doğru değilmiş.
Sayın Uysal mektubunda, "2001 yılında Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak hakkında tarafımdan yapılan bir inceleme sonucunda, iddia edilen konular doğrudan Cumhuriyet savcılığınca soruşturulabilecek nitelikte olduğu için, Adana Cumhuriyet Başsavcılığına bir raporla suç duyurusunda bulunulmuştur. Köşe yazınızda belirtildiği gibi, Durak tarafından hakkımda herhangi bir dava açılmamış, dolayısıyla herhangi bir mahkûmiyetim de söz konusu olmamıştır" dedi.
Zekai Şahin
Sadık okurlarımızdan Zekai Şahin Hollanda'da yaşayan gurbetçi bir ailenin çocuğu.
Sayın Şahin, "Bizler burada hep aşağılandık, hor görüldük. 5 sene öncesine kadar burada bizlerle alay ederlerdi, şimdi bakıyorum, Hollanda halkı Türkiye sevdalısı olmuş; Alanya, Kuşadası, Marmaris gibi yerlerde ev satın alıp emeklilik günlerini orada geçiriyorlar.
Bu da şimdiki yönetimin başarısı, gurur duymamız lâzım ama bazı ahmaklar bunu görmek istemiyor. Lanet olsun içimizdeki hainlere" diyerek duygularını ifade etmiş…
Şahin'in askerlikle ilgili kötü bir anısı da var ama onu daha sonra yazacağız.
Kenan Gülkan
Kendisi emekli bir emniyet mensubu.
TOKİ'den yana da bir hayli dertli…
Sadece o mu?
Hayır, tam 407 aile sıkıntıda.
TOKİ Basın Daire Başkanı sevgili Uğur Dülekalp sayesinde, TOKİ'den ev alan 407 ailenin sorununa kalıcı bir çözüm bulunacağından eminim…
Silifke Taşucu'ndan yazan Gülkan önemli bir yaraya parmak basmış :
"TRT'deki taciz olayını kamuoyuna aktarıp gereğini yaptırdığınızdan cesaret alarak, uğradığımız haksızlığın düzeltilmesi için konuyu bir de size aktarmaya karar verdim. Mersin ili, Silifke ilçesi Taşucu beldesindeki TOKİ konutlarında üç yıldır oturuyoruz. TOKİ'deki idare, geçici yönetimi bize devretmiyor ve mevcut yönetim uyuduğu için donuyoruz. Durumu Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül'e ve Bakanımız Sayın Zafer Çağlayan'a da bildirdim."
Okurumuzun iletişim numarası bizde. Sayın Dülekalp isterse kendisine iletiriz.
İyi pazarlar...