Perşembe akşamından beri çok keyifliyim.
Nedenini anlatınca hakkımda söylenecekleri biliyorum ama inanın umurumda değil.
'Yandaş' diyeceklermiş.
Varsın desinler.
'Yağcı' diyeceklermiş,
Vallahi takmam.
Keyfimin nedeni başka.
Anlatınca hak verirsiniz.
Basiretsiz ve korkak yöneticiler yüzünden yakın geçmişe kadar hep aşağılandık.
Onurumuz incindi.
Her yerde üçüncü sınıf ülke muamelesi gördük.
Doğru mu?
Doğru.
Bir tek 20 Temmuz 1974 tarihinde Türk askeri Girne'ye çıkarma yapınca kendimize gelmiştik.
Mehmetçik, Beş Parmak Dağları'nda kahramanca savaşırken yüreğimiz heyecanla dolmuştu.
Bir de şimdi…
***
Başbakan Erdoğan'ın geçen hafta
BM'de mertçe ve korkmadan doğruları söylemesi mutlu etti bizi.
Şahsen büyük keyif yaşadım Başbakanı dinlerken.
Davos'taki,
'One minute' çıkışıyla da epey gururlanmıştık.
BM kürsüsünden
"Emperyalizme" resmen meydan okumuştu Başbakan Erdoğan.
Dünyanın şımarık çocuğu
'İsrail'i bu şekilde azarlayan ilk liderdi.
Çoluk çocuğun üzerine misket bombası yağdırmasına cesurca tepki veren biri çıkmıştı nihayet.
***
Erdoğan, Birleşmiş Milletler'in 66. Genel Kurulu'nda ki konuşmasıyla 'duyarsızlara' da haddini bildirmişti.
Başbakan,
"Birleşmiş Milletler, kaba kuvvet ve zulüm yerine, uluslararası hak ve adaleti, çatışmayı değil barışı, basit çıkar ve denge arayışlarını değil, insanlık vicdanını hakim kılmaya çalışması gereken bir idealin adıdır" diyerek bir tespit yaptı. Sonra da,
"Ben Birleşmiş Milletleri böyle anlıyorum" dedi.
Bu idealin gerçekleşmesinin önündeki engelin yarım asrı aşkın süredir devam eden Arap-İsrail ihtilafı olduğunu söyledi.
Başbakan, "
Bu sorunun çözülememesi, uluslararası adalet duygusuna vurulan en büyük darbedir" diyerek salonu adeta inletti.
Sayın Başbakan aslında BM'de konuşmasıyla dünyaya isyan etti.
Somali'den de bahsetti, Filistin'den de.
Ortadoğu'daki bahar havasından da söz etti, Rumların İsrail ile birlikte kurduğu ince tezgahtan da.
Kısacası dünya halklarına tercüman oldu.
Büyük alkış aldı.
Konuşma, muhalif Türk medyasını bile mest etti.
Ama CHP ve MHP sus pus oldu.
CHP, Başbakanın zulme baş kaldırışını ve Türkiye'nin çıkarlarını korumasını gölgelemek için çırpınıp durdu.
Hatta Kıbrıs'a doğru demir alan Piri Reis gemisini neredeyse bizim takalara bile benzetti.
***
Neyse, neyse…
Başta 'keyifliyim' dedim ya,
Kaçırmaya hiç niyetim yok.