Acaba hep bereber sıcaktan delirecek miyiz? Evinde kliması olmayan bir İstanbul sakini pozisyonundayım ve hayattan soğudum. Soğumak demişken, bir türlü soğuyamamak esaslı sorunum. Sıcak, çok sıcak. Nen var şekerim, nem var şekerim.
Bu sıcakta neyin olabilir?
Sinirin olabilir, bol bol terin olabilir, iştahın kapalı olabilir, el ele tutuşan sarılan sevgililere acıma duygun olabilir, sen çalışırken tatilde denize girenlere gıcığın olabilir, hala kilo verme derdin ama sıfır halin olabilir, feci uykum olabilir, klima en yakın arkadaşın olabilir.
Olmalara girmişken, 'Neydim değil, ne olacağım' diyeceksin. Uykuluyum, sabahın köründe köpeğim Mini'yi gezdiriyorum ve o kadar saçma şeyler düşünüyorum ki.
Düşündüklerimin zaten benimle hiç alakası yok. Mini nereye çekerse gidiyorum. Esasen tasma Mini'nin elinde. Ne olduğunu anlayamadan tam evin kapısında merdivenlerin başında baktım uçuyorum ve takiben yerdeyim. Yani sana ne sabah sabah elin kadının, adamının derdinden, önüne baksana.
Sağ elimin orta parmağı hani şu televizyonda tuğla parçalayan adamların yaptığı kıvamda merdivene vuruyor.
Dann! Dedim kırıldı. Gelin görün ki kırılmadı ama ona yakın bir halde.
9 parmağım daha var değil mi? yok, değil. Şimdi sadece bir parmağım yok. Çalışmıyor ve dokuzu anlamını yitiriyor. Ne yapalım, kaybetmeden değerini anlamamak iştahı bol insanların geleneğinden sayılıyor.
Düşenin dostu olmaz.
Doğru. En başta düşen kendiyle dost olamıyor zaten.
Dost demişken, ben böyle düşmanlık görmedim. Negatif konuşmak istemem, evrene beğenilmeyecek mesajlar yollamak istemem ve fakat gerçek şu; herkes birbirinden nefret ediyor bu topraklarda.
İki değil bir sürü taraf var.
Taraflar karşıdakilere bulaşmadan ne yas tutabiliyor, ne sevinebiliyor.
Zaten konu yaslar, hüzünler, sevinçler, kutlamalar değil. Konu tek; fırsatı yakaladığın an karşındakine saldırabilmek. Onun canını acıtabilmek, ona giderlenebilmek, ayar vermek, "sen benden değilsin, oh olsun sana" çekmek.
Misal; geçen gün bir kız arkadaşım babasının pek de iddia taşımayan otomobiliyle TEM'de giderken sol taraftan TIR giriyor. Arkadaşımda mucize eseri bir şey yok. Otomobil kötü durumda. Polisler geliyor, işlemler yapılırken ne oluyor?
Kızın arabasının yanından geçen fiyat ve marka anlamında daha düşük otomobildekiler "Oooh olsun", "Artık ödersin çatır çatır", "Sen mi ona, o mu sana koydu" ve daha yazamayacağım tonda cümlelerle bağırıp, laf atmışlar.
Kız şaşkınlıktan donmuş, kazadan çok tanımadığı insanların acımasız tepkilerinden büyük üzüntü duymuş. Allah korusun kazada arkadaşım ölebilirdi de... Bu ne öfke? Bu öfke kime?
Peki ne zaman böylesine kinci ve vicdansız hale geldik, bilen var mı? Birileri aramızın açıklığının farkında mı?