Kaya Çilingiroğlu dün sabah magazinci abimiz Salih Keçeci ve sevgili arkadaşımız Pelin Çini'nin sunduğu "Aramızda Kalsın" programına katıldı.
Kızı Zehra ile ilgili bir soruya şöyle cevap verdi: "Kızımı bana benzeyen bir adama vermek isterim"... yani Zehra'nın kocasının kendisi gibi ailesine düşkün, çocuklarına bağlı vesaire bir adam olmasını istemiş Kaya Çilingiroğlu.
Kim istemez.
Herkes evladının mutlu olmasını, yüzünün gülmesini, hayatını paylaştığı insanın onun kıymetini bilmesini ister.
Hiçbir çocuk kolay yetişmiyor çünkü. Anneler babalar gözleri gibi baktıkları çocuklarının kendi kurdukları hayatta da el üstünde tutulmasını istiyor.
Bunlar ayrı.
Bu konuyu yazmamın sebebi farklı.
Hani Kaya Çilingiroğlu'nun gayet samimi şekilde söylediği
"Kızımı bana benzeyen bir adama vermek isterim" lafı var ya... işte onun için bir çaba harcamasına gerek yok.
Çünkü biz kızlar daima babalarımıza benzeyen adamları buluruz zaten.
Ha kimi zaman babamızın iyi yönlerini almış olurlar, kimi zaman kötü yönlerini.
Herkes babadan yana şanslı doğmuyor elbet. O yüzdendir ki kızlar sevgili olarak babalarının kopyasını seçtikleri için çoğu zaman hayal kırıklığına uğruyorlar.
Diyelim alkolik bir babanın kızı, alkolik bir adama âşık oluyor.
Diyelim annesini döven bir babayla büyüyen kız, dönüp dolaşıp şiddet gösteren bir adamda takılı kalıyor.
Ya da tersi, diyelim kadına kıymet veren, karısını yere göğe koyamayan bir babanın kızı da şanslı oluyor ve kendini ezdirecek ilişkilere girmiyor.
O ilişkiler onu çekmiyor.
Babalar ve kızlar arasında ne oluyorsa, baba nereden seviyor, nereden kırıyorsa biz de aynı yerden adamları cımbızla çekip hayatımıza sokuyoruz işte.
Kimimiz şanslı, kimimiz değil işte.
Çünkü bizim ilk sevdiğimiz ve sonsuza kadar hep seveceğimiz erkek babamızdır.
İmtihanımız, savaşımız, aşkımız, çıkmazımız, mutluluğumuz babamızdır, ondan kalan, ondan gelen, ondan gördüğümüz ne varsa bütün aşk hayatımızın şeklini çizecektir.
Bu böyle midir, e valla böyledir.