"Kaset kaset" dediler, gördük kaseti.
Ünlü organizatör Erkan Özerman'a bir haller oldu ya, orası net. Kıvanç Tatlıtuğ'a taktı ki ne taktı.
Olanları az çok duymuşsunuzdur.
Kıvanç havyarı zeytin ezmesi sanmış da anneannemin zamanındaki oyuncuyu tanımamış da...
E iyi, ne yapalım yani. Sanki günah işledi, birinin canını aldı.
Bilmiyorsa bilmiyor.
Ayrıca bunları bilince de insanın hayatı sihirli değnekle değişmiyor.
Neyse... En son 'kaset' kozunu oynadı Erkan Özerman. Arkadaşımız Sinan Özedincik sabah.com.tr'ye anlattı; "Erkan Özerman'ın elinde Kıvanç'ın kaseti var vs. vs." Tabii şu pırıl pırıl akıllarımıza 'kaset' deyince, cinsel içerikli kasetler geldi hemen. Oysa bahsedilen kaset ses kasetiymiş.
Bunu da oda komşum Mevlüt Tezel yazdı.
Efendim yıllar önce kaydedilen kasette Kıvanç, menajeri Erkan Özerman'dan yolunun açılması için yardım diliyormuş, yalvarıyormuş.
Eee? Ne var bunda. Sanatçılar menajerleriyle neler neler konuşurlar. Şimdi bu kaset ortaya çıkınca Erkan Özerman Kıvanç'ı yaratmış adam olarak belgelenecek mi? Hadi diyelim belgelenecek, yine soruyorum; eeee?
Hem insan sanatçısıyla telefon konuşmasını hangi duyguyla kaydeder ki? Bu iyi bir duygu olabilir mi ki?
Her genç yeteneğe kariyerinin başında birileri yardım eder. Sonra yola devam ederler, etmezler. Ama yıllar sonra hâlâ ve de ısrarla Erkan Özerman'ın Kıvanç'a saldırıp tehdit etmesi hiç de şık değil.
Açıkçası benim umurumda da değil. Kıvanç'ı daha çok seviyorum.
Kıvanç'ı kendime daha yakın hissediyorum.
Kıvanç'ın inadına daha daha daha başarılı olmasını istiyorum.
Yaaaa... işte böyle.
İnsanın içindeki kötü duygularla hesabını kapatması, onlardan arınmak için çabalaması gerek değil mi efendim?
Ha bir de; bugüne kadar kim kimi yaratmış bilen var mı? Yaratan sadece Allah değil mi? Diğerleri, kişinin yolunda yürümesi için önünü açan yardımcılar değil mi?
Böylesine yüksek dozda bir kibir her şeyden önce insanın kendi bünyesine zarar değil mi?