Kafadan söyleyeyim; sizi anlıyorum.
Bu öyle boş bir anlama değil çünkü ancak başına gelen anlar. Duvardan duvara vurulan anlar, canı yanmış anlar, iftiraya uğramış anlar.
Özetle; haklısınız canlar.
Sevgili Ağabeyim Erkan Özerman, geçen hafta İzzet Çapa'ya konuştu. Bir sürü şey anlattı sizlerle ilgili. Şimdi hepsini yazacak değilim. Ne kadarının doğru ya da yanlış olduğu da ilgilendirmiyor beni.
Sadece tatsız ve gereksiz bulduğumu söyleyebilirim.
Eminim çok sinirlendiniz, üzüldünüz, bunları hak etmediğinizi düşündünüz.
Ben de öyle düşünüyorum.
Mesela Azra (Akın) sen, geçen gün fotoğrafını çekmek isteyen gazetecilere saldırmışsın.
Kıvanç (Tatlıtuğ) da Erkan Özerman'a dava açacağını söylemiş, kendini savunmuş.
Son aylarda kat kat fazlasından geçtim bunların. Azra gibi sakin bir insanın gazetecilere bağıracak kıvama gelişini de çok net algılayabiliyorum. Ben daha başka şeyler yapmak istemiştim... geçti gitti. Bünyemden attım gitti.
O yüzden size diyeceğim şudur.
Lütfen sinirlerinize hâkim olun. Sizin her ettiğiniz kelime sıkıntınızla orgazm olanlar için nimettir. Susun. Çok zor ama susun.
Hakkınızı mahkemede aramak istiyorsanız siz bilirsiniz ama çok uzun bir süreç bu.
Öfkenize yenilmeyin. Gününüzü zehir etmeyin.
Başkalarının sözlerini gündeminiz bellemeyin.
Bırakın ya!
İkiniz de güzelsiniz, başarılısınız, seviliyorsunuz. Sizi kıskananlar, size saldıranlar, sizi acıtmak isteyenler olacak. Normal. İşin gideri böyle.
Bugün bunu yaşıyorsunuz yarın başka neler neler olacak. Dimdik durun Allah aşkına.
Mesela ben uzun zamandır hayatıma istemediğim hiçbir şeyi dahil etmiyorum. Herkes ne derse desin, ben kendimi ve kalbimin dediklerini yaşıyorum.
Hayat ona buna kızacak kadar uzun değil. Tamam, kabul bütün bunları taşımak kolay da değil ama...
Sallayın gitsin. İşte o kadar.