Enerji emmek, kan emmek, enerji vampiri olmak.
Hiçbir şey yapmamak öyle salak salak günlerini geçirmek.
Kuantum kafasında olduğunu iddia edip çevrendekileri hırpalamak.
"Yaparım yaparım bomba gibi yaparım merak etme" deyip ortadan kaybolmak.
Aslında artık olayımız bu; kaybolmak.
Yetişememek; ister marangoz ol, ister ev hanımı ya da müzisyen sürekli "Yetişemiyorum" demek.
Şikâyet etmek, kendini mükemmel zannetmek, kendinden başka herkesi suçlamak.
Yapmasan da ya da hayatında iki kere yapmış olsan da sorulunca "Pilates yapıyorum" demek.
Kendini dizi yıldızı zannetmek. Pardon da Kıvanç kimmiş yanee.
Twitter'da kendini birileriyle kankaymış gibi göstermek. Daha evine bile gitmemiş olman önemli değil, dostlar Twitter'da görsün yeter.
Erkeklerin iyiden iyiye Sülüman havasına girmesi, iki üç kadınla aynı anda ilişkide olup bunun gayet normal karşılanmasını istemesi.
Çirkin ve uyumsuz giyinmek. Korkarım bu da bir trend.
Blog'u olduğu için kendini Yılmaz Özdil zannetmek.
Kültür Bakanlığı'ndan sızmış yerli filmlerin korsanları. Tövbeler olsun, bu da başımıza geldi.
Cümle içinde 'harem', 'halvet', 'hasıl olmak' kelimelerini kullanmak. Halvet bir şeysin valla.
Özlü sözlere sarmak, Facebook hesabında öğrendiklerini paylaşmak. Hepimiz guruyuz.
"Ben napıcam şimdiiiaaaa" sızlanmasıyla dolanmak. Mesela bence ilk iş olarak şu cümleyi kurmaktan vazgeç şekerim.
'Aşkım' yerine 'Aşkitom' demek. Hangisi daha fena siz karar verin.
Twitter'dan ünlülere saldırıp, ohh çekmek. İşte terapi budur.
Pardoncu değil patroncu olmak.
Cüretkârlığı erdem saymak.
Entrikanın kralını çevirip masumu oynamak.
Nefes terapisine gitmek. Gitmeyecek miyim? Tabii ki gideceğim, dünyada kaçırmam.