Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SOLİ ÖZEL

Seçimin hikmeti

ABD'de 2004 yılında yapılan Başkanlık seçimlerinin sonucunu Ohio eyaletinin tercihi belirlemişti. O zaman yapılan bir araştırmada kendisi işsiz, karısı sağlık sigortasını yitirmiş bir işçi oyunu Bush'a verdiğini söylemişti. Kendi maddi çıkarlarına aykırı bu tercihi yapmasının nedeni ise eşcinseller arası evliliğe karşı olması ve Demokratların bu yolu açacaklarına inanmasıydı. Aynı kişi araştırmacılara bu seçimlerde Demokrat Parti'ye oy vereceğini söylemiş.
ABD'de giderek sağa kaymış Cumhuriyetçi Parti'nin yükselişinde ve çoğunluk partisi olmasında ideolojik/kültürel unsurlar kayda değer rol oynamıştı. 1980'lerden itibaren dini mesajlara ağırlık veren muhafazakar siyasetçiler dindar tabanı arkalarına almayı başarmışlardı. Demokrat Parti'nin söyleminin ve liderliğinin Amerikan muhafazakar tabanına hitap edecek bir söylem geliştirememesi Cumhuriyetçilerin işini kolaylaştırmıştı.

Zengini
daha zengin ettiler
Bunun sonucunda Thomas Frank'ın Kansas'ın Aklından zoru mu var? (What's the Matter with Kansas?) adlı kitabında anlattığı gariplik ortaya çıkmıştı. Yani, Cumhuriyetçilerin zengini kollayan, refah devletini gerileten, orta sınıfı ezen politikalarından en çok zarar görenler, kültürel/dinci bir popülist söyleme takılarak Cumhuriyetçi Partiyi destekliyorlardı.
Cumhuriyetçiler 1994 yılında Kongre'yi ele geçirdiklerinde kendi gündemlerini dayatmaya başlamışlar, Demokrat Clinton ile epey çatışmışlardı. Bush'un 2000'de Başkan seçilmesi yasama ve yürütmeyi aynı partiye verdi. Bush'un Amerikan sisteminde başa geçen ilk dinci Başkan olması ise işin tuzu biberiydi.
Bu seçimle Yüksek mahkemeye yeni hakim atamak için Cumhuriyetçilerin önünde engel de kalmadı. Kongre Başkan'ı denetleme görevini bıraktı. Gücün bu ölçüde tekelleşmesi, giderek boyutları daha iyi anlaşılan bir yolsuzluklar zincirinin de oluşmasına yol açtı. Bush yönetiminin ekonomi politikaları, vergi politikaları zenginleri daha zengin eder, yoksulları boşlarken orta sınıflarda da tedirginlik giderek artmaya başladı.

Batan
gemiyi terk edenler
Salı günü yapılacak seçimlerde Irak savaşının, Katrina kasırgasında yaşanan felaketlerin, dincileri rahatsız eden konulardan eşcinsellik meselesinde Cumhuriyetçilerin ikiyüzlülüğünün sergilenmesi kuşkusuz rol oynayacak. Dinci seçmen lanet edip oy vermeyebilir. Bu arada Irak felaketi nedeniyle bazı fareler batan gemiyi terk etmeye başladılar bile. Savaşın en ateşli savunucularından Richard Perle, "şer ekseni" lafını çıkaran David Frum Bush yönetimini beceriksizlikle suçladı. Bugünkü bilgileriyle savaştan yana olmayacaklarını söylediler.
Yolsuzluk, cinsel ikiyüzlülük, Irak savaşı ve Başkan'ın artık gizlenemeyecek cehaleti ve ilgisizliği muhakkak seçim tercihlerini etkileyecek. Ancak asıl sıkıntıyı ekonomik durum ve küreselleşmenin Amerikan orta sınıflarında yarattığı tedirginlik hatta korku belirliyor. Amerikan ekonomisi büyüse bile yaratılan zenginlik giderek daha eşitsiz dağılıyor.
Bush döneminde, 2000-2005 arasında Amerikan ekonomisi yüzde 12 büyür, verimlilik yüzde 17 artarken ortalama ücretler yalnızca yüzde 3 artmış. İşgücünün milli gelirden aldığı pay yüzde 57'ye düşerken, şirket karlarının payı 2006'nın ikinci çeyreğinde rekor kırıp yüzde 13,6 düzeyine çıkmış.
Bu siyasi ve ekonomik manzaradan Cumhuriyetçiler için ağır bir yenilgi çıkmazsa o zaman Demokrat Parti'nin dükkanı kapaması gerektiğine hükmetmek lazım. Gerçi onların da hiçbir konuda düzgün bir programı yok ama Cumhuriyetçilerden kurtulmak ve Bush'un dizginlenmesi başlıbaşına bir kazanç ve önemli bir adım olarak görülmeli.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA