Son iki gün iki önemli iftara katıldım. İlki AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nın iftarıydı. Başbakan Erdoğan ve Makedonya Cumhurbaşkanı Gjorge İvanov'un konuk olduğu iftar, çok renkli, kalabalık ve bir o kadar da düzenliydi.
Sanatçılar, farklı dinler ve mezheplerin kanaat önderleri, işadamları, sivil toplum temsilcileri, gazeteciler ve tabi ki siyasetin bilinen isimleri. Aynı masayı paylaştığım Anayasa hocası Prof. Dr. Burhan Kuzu'ya yeni anayasa çalışmalarını sordum.
"İşimiz hiç kolay değil. Ama bu anayasayı yapmak zorundayız. Seneye kalırsa seçimler araya girecek ve iş uzayacak" dedi.
İkinci iftar pazar akşamı Haliç Kongre Merkezi'ndeydi. Kamuoyunun pek bilmediği ama 1983'ten beri "Milli Görüş" camiasının iyi bildiği bir dernek, İstanbul Dostluk Derneği düzenlemişti. Geceyi benim açımdan ilginç kılansa Başbakan Erdoğan'la büyük kongrede AK Parti'ye katılacak olan Has Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş'un bu süreçte ilk kez bir yemekte buluşmasıydı.
İki liderin masaya oturmalarıyla birlikte ilginç bir manzara ortaya çıktı. Masanın çevresi bir anda kalabalıklaştı. Kimi tebrik ediyor, kimi eğilip kulaklarına bir şey söylüyordu. Korumalar engellemeye çalıştılarsa da pek başarılı olamadılar. Tecrübeli bir siyasetçi durumu şöyle özetledi: "Dostluk, koruma barikatını aştı."
O fırsattan yararlanıp ben de Numan Kurtulmuş'a sordum: "Her şey yolunda mı?"
Cevabı kısaydı: "Süreç kendi mecrasında akıyor. Sorun yok."