Portekiz gezisini izlerken, aklımın bir köşesinde geçmişte "sömürge imparatorluğu" kuran Portekiz'in bugünkü hali vardı. AB'ye muhtaç bir Portekiz insanı şaşırtıyor.
Düşünsenize, daha 1500'lü yıllarda Amerika kıtasının keşfinden Afrika'ya Asya'ya uzanan bir keşif gücü ve onun yarattığı bir sömürge imparatorluğu... Vasco Da Gama'nın, Kristof Kolomb'ların demir alıp dünyayı keşfe çıktıkları ülke burası...
1974'te Diktatör Salazar iktidarının yıkıldığı günleri hatırlıyorum... Afrika ülkeleri Angola, Mozambik o yıllarda hâlâ sömürgesiydi Portekiz'in.
Öyle geniş bir coğrafyaya yayılan bir imparatorluktu ki, bugün aralarında Brezilya'nın da bulunduğu sanıyorum 13 ülke Portekizce konuşuyor.
Türkiye'nin imparatorluk geçmişiyle Portekiz'in geçmişi çok benziyor ve çok da karşı karşıya gelmişler.
İşte o sömürgeleri olan Portekiz, şimdi 10 milyonluk nüfusa sahip küçük bir ülke durumunda. Sürekli göç veren -Paris'teki Portekizli sayısı 1 milyon civarında-Porto şarabının dışında marka üretemeyen, futbol takımları dışında etkili olamayan bir ülke.
Beşiktaş'ın son transferleri ve yıldız oyuncalarından bildiğimiz Portekiz'deki Türklerin sayısı da çok az. Topu topu 250 kişi var. Türkiye Büyükelçisi Ali Kaya Savut, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin geliştirilmesi için büyük çaba harcıyor.
Siyasette de, ülkeler arası ilişkilerde de zamanın ruhunu, değişimi iyi okumuyorsanız geleceğiniz yok.