12 Eylül referandumu geçmişle yüzleşme açısından önemli bir dönemeçti. Türkiye toplumu, darbelerin, hukuksuzlukların, faili meçhul cinayetlerin hesabının sorulması için önemli bir kapı araladı.
Ancak o kapının neler getireceği henüz pek bilinmiyor.
Sadece son birkaç ay içinde atılan bazı adımlar var. Bu adımlardan biri de ordudan atılan subaylarla ilgiliydi...
Yakın tarih olduğu için biliniyor, 28 Şubat Postmodern darbe döneminde eşi başörtülü olan veya inançlarının gereğini yerine getiren subaylar hiçbir gerekçe gösterilmeden Yüksek Askeri Şûra kararlarıyla ordudan atıldı.
İşte binlerce kişiyi ilgilendiren bu konuda geçtiğimiz hafta bir ilk adım atıldı.
Meclis Milli Savunma Komisyonu'nda kabul edilen bir tasarıyla Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) kararıyla TSK'dan ilişiği kesilenlere emsali rütbelerdekilere denk özlük hakları üzerinden emeklilik imkânı verilmesi isteniyordu.
Yasa Meclis gündemine geldi.
Ancak bu yeterli değildi.
Ordudan sadece dini gerekçelerle insanlar atılmadı. 12 Mart'ta ve 12 Eylül referandumunu gerekli kılan 12 Eylül Askeri darbe döneminde de çok sayıda kişi ordudan atıldı. Darbenin en sert yaşandığı 1980-1983 yılları arasında -o dönem YAŞ yoktu- sayısı binlere ulaşan genç subay, astsubay ve subay adayı Harp Okulu öğrencisinin orduyla ilişkisi kesildi.
Çoğunluğunun suçu, bir eyleme katılmaktan ziyade "solcu veya sağcı" olmaktı.
12 Eylül darbecileri gençlerin idamına imza attığı gibi genç subay ve astsubayları da "üçlü kararname"yle ordudan attı.
Sadece kendileri değil, aileleri de büyük acı yaşadı. Bin bir umutla girdikleri ordudan bir gecede kovulmuşlardı.
Belki 12 Eylül referandumuna bu kesim büyük çoğunlukla "evet" oyu vermedi ama "evet"in yüzde 58 çıkması onlarda da "umut" yarattı.
Aradan yıllar geçse de haksızlıkların giderilmesi yüreklerini rahatlatabilirdi.
Ancak YAŞ'ın ordudan attığı askerlerle ilgili çalışma Meclis Milli Savunma Komisyonu'nda ele alınırken, 12 Mart ve 12 Eylül'ün mağdurları dikkatte alınmadı.
İlginçti... Oysa tam da o günlerde aynı konuyla ilgili CHP Edirne Milletvekili Rasim Çakır, bir yasa taslağı hazırlayıp, 12 Mart ve 12 Eylülzede subay ve astsubaylar için "özlük haklarının iadesi"ni istemişti. Ama ne yazık ki bu öneri farklı bir komisyona sunulduğu için ötekiyle birleştirilememişti.
Böylece Meclis Genel Kurul gündemine sadece YAŞ'ın mağdur ettiği insanların sorunları gelmişti.
Peki, onların mağduriyeti ne olacaktı?
İşte bu konuyu, önceki gün YAŞ mağdurlarının kurduğu Adaleti Savunanlar Derneği yöneticileri Başbakan Erdoğan'a iletti.
Başbakan Erdoğan da sıcağı sıcağına çifte standardın ortadan kaldırılması için talimat verdi. Konuyu o toplantıda hazır bulunan AK Parti Grup Başkan Vekili Bekir Bozdağ anlattı:
"Sayın Başbakanımızın 'bu konuda bir değerlendirme yapın' diye bir talimatı oldu. Biz o çerçevede çalışmayı yaptıktan sonra bu yasanın Genel Kurul'daki görüşmesini yapacağız. Bu bir değişiklik önergesiyle yapılabilir. Milli Savunma Komisyonu'ndan geçen kabul edilen maddedeki kapsam Genel Kurul'da genişleyecek. Milli Savunma Bakanımızla da görüştüm. Onlar da bir hazırlık yapıyor... Biz de çalışıyoruz, Perşembe günü veya önümüzdeki hafta Meclis'teki taslağa ekleme yaparak bunu çözebiliriz."
Son 40 yılda ordudan hukuksuz bir biçimde binlerce insan atıldı ve aileleriyle birlikte mağdur edildi.
12 Eylül referandumu şimdilik işte bu mağduriyeti giderme olanağı getiriyor. Az şey mi?