Wikileaks'in yayınladığı ilk belgeler sarsıcı değil ama ilginç. Belki de henüz işin başındayız. Öncü bir deprem gibi…
Arkasının gelip gelmeyeceği çok daha önemli… Şu ana kadar hem dünyanın diğer ülkeleri hem de Türkiye ile ilgili ortaya dökülenlerin çoğu bilinen şeyler…
Türkiye açısından tipik bir Amerikan Neocon bakışı dikkat çekiyor. Benzer görüşleri Türkiye içinde de dile getirenler var.
ABD'li diplomatlar bizim kahvehanelerde oturup rapor hazırlayan eski MİT'çileri hatırlatıyor.
AK Parti'ye Başbakan Erdoğan'a ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu'na ilişkin yaklaşımlarına bakın…
Çoğu bilinenin ötesine geçmiyor. TSK'nın AK Parti'yi zayıflatma beklentisi içinde olması da öyle…
Ayrıca Ortadoğu ülkelerinin İran'a bakışları da bilinmeyen şeyler değil…
Ancak şaşırtıcı olan, ABD gibi küresel bir gücün bu bilgiler üzerine politika inşa ediyor olması?
Bu noktada insanın aklına bu bilgilerin ortaya saçılması "Acaba ne anlama geliyor?" sorusu takılıyor.
Farklı mecralarda olayın yankılarını izlemeye çalıştım. Gördüğüm şu, bu bilgiler ister ele geçirilsin isterse sızdırılsın yarattığı sonuç içeriğinden çok daha önemli…
O da şuna işaret ediyor; Ülkeler arasında yeni küresel ilişkiler çağı başlıyor.
Daha şeffaf ve gerçekçi bir ilişki. Artık gizli kapaklı ilişkilerin hüküm sürdüğü "Eski dünya" yerini hiç bir şeyin gizli kalmadığı "Yeni dünya" düzenine bırakıyor.
Tıpkı Türkiye'deki gibi… Hatırlayın bizim Wikileaks'imiz Taraf'ın son iki yılda ortaya çıkardıklarını.
Bir Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek imzalı "AK Parti ve Gülen'i Bitirme Planı"nı düşünün.
12 Haziran 2009'da yayınlandığında deprem etkisi yaratmıştı.
Onu Kafes Eylem Planı izledi. Çocukların ziyaret edeceği Koç Müzesi'ne bomba konulma olayı hepimizi dehşete düşürmüştü.
Ama Taraf'ın çıkardığı sadece bunlar değil.
26 Ağustos 2009'da "Pimi çekilmiş el bombası" Türkiye'nin gündemine düştü. Teğmen Mehmet Tümer, mevzide uyuyan İbrahim Öztürk'e çok kızdığı için ceza olarak pimini çektiği bombayı vermişti. O da elinde basılı tuttuğu bombayla ancak 45 dakika dayanabilmişti. Gücü tükenince patlayan bomba, 4 askerin şehit olmasına yol açmıştı.
Dahası var, Aktütün, Dağlıca baskınları, Hantepe'de Heronların PKK saldırılarını adım adım izlediği halde önlem alınmaması ve Çukurca'da ordunun döşediği mayının patlaması sonucu 6 askerin şehit olması az sarsmadı.
Ama en sarsıcı olanı Balyoz Harekât Planı'ydı.
2003'te "iç düşman" mantığıyla hareket eden Balyozcular, camilerin bombalanmasını, kendi uçaklarımızın düşürülmesini planladıkları gibi dün Sabah'ta ayrıntıları yayınlanan "Milli Mutabakat Hükümeti"ni bile oluşturmuşlardı.
Bu bilgilerin ortaya çıkması birilerini rahatsız etti, birilerini öfkelendirdi ama Türkiye'nin önünü açtı.
Türkiye eskisine göre çok daha iyi bir yolda…
Sivil siyasetin proje ürettiği, halkı kazanmak için sokağa çıktığı günlerin eşiğindeyiz.
Wikileaks'in haberleri de dünya diplomasisi için aynı şeyi yapacak.
İç siyasete yeni malzeme
Peki, Wikileaks'in yayınladığı bu belgeler iç siyaseti etkiler mi?
İlk bakışta yeni bir iç siyasi tartışma yaratmayacak gibi görünüyor ama CHP Genel Sekreteri Süheyl Batum'un, satır aralarında geçen iddiaların çok ciddi olduğunu ileri sürüp takipçisi olacaklarını açıklaması, Wikileaks'in ortaya attığı bilgilerin iç siyasetin de malzemesi olacağını gösteriyor.
Ancak daha önce de belirttiğim gibi bizdeki eski MİT raporlarını hatırlatan bu malzemelere güvenerek siyaset yapmak ters sonuçlar doğurabilir.