Savcı Sacit Karasu… İlk kez 12 Eylül Askeri darbesini yapanlar hakkında iddianame hazırladı.
Sonuç dava açılmadığı gibi bugün değiştirilmesi tartışılan HSYK devreye girdi ve Karasu'yu meslekten men etti.
Bırakın savcılığı avukatlık bile yapamadı.
Savcı Necati Özdemi… İlk kez Bayrampaşa Cezaevi'nde ezber bozan uygulamalara imza attı. Cezaevinde "derin" operasyonlara izin vermedi ve sistemi sert biçimde eleştirdi.
Onun da başına aynı şey geldi. HSYK devreye girdi ve meslekten atıldı.
Savcı Ferhat Sarıkaya, Şemdinli'de bir kitapçının bombalanmasından sonra suçüstü yakalananlarla ilgili iddianame hazırladı. O iddianamede ilk kez içinde dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın da bulunduğu birçok komutanı "çete" oluşturmakla suçladı.
Sonucu Türkiye biliyor, HSYK devreye girdi ve Sarıkaya savcılıktan atıldı.
Ve bir hâkim gerçeği… Olayı Diyarbakır Baro Başkanı Emin Aktar anlattı. 1996 yılında Diyarbakır Cezaevin'de meydana gelen bir olayda 10 kişi öldürülür. Bu olayın sorumluları hakkında dava açılır. Yargılama sonunda verilen cezayı mahkeme heyetinde yer alan bir hâkim az bularak şerh koyar. Koyar ama koyduğuna da bin pişman edilir.
Çünkü devreye yine HSYK girer ve Hâkim hakkında açılan ve berat ettiği bir soruşturmayı gerekçe göstererek meslekten ihraç eder.
İşte bu savcı ve hâkimlerin hayatını karartan kurum HSYK… Onların hayatını kararttığı gibi diğerlerini de korkutuyor. Varlık sebebi de kendisini güçlü kılan askeri vesayet sistemini korumak.
Dokunulmaz ve yargı yolu kapalı.
Önceki gün bu dokunulmaz kurumun yaptıklarında etkisi ve imzası olan Ali Suat Ertosun basının karşısına çıktı.
Bir siyasi aktör gibi hükümeti eleştirdi, referanduma karşı çıktı. Pakette "aş ve iş var mı?" diye sordu. Sonra da Ergenekon savcılarını nasıl görevden almak istediklerini "Aldığımız kadar verecektik" diye açıkladı.
Ertosun'u ekranda izlerken solun "19 Aralık Katliamı" olarak nitelediği ve 32 kişinin ölümüyle sonuçlanan "Hayata Dönüş" operasyonunu hatırladım. Onun eseriydi.
Sol, yıllardır onun yargılanmasını istiyor. Kimsenin gücü yetmedi. Şimdi bir kısım "sol"la omuz omuza referandumun karşısında duruyor. Onun bu duruşunda bir gariplik yok. Çünkü o vesayet sisteminin bir parçası…
Peki, sol niye onun yanında?