Önceki gün kaleme aldığımız "CHP'den DSP'ye garanti sözü" başlıklı yazımız üzerine DSP lideri Masum Türker aradı. Yazıda yer verdiğimiz kulis iddialarının doğru olmadığını belirtip şöyle diyordu:
"Bizim, milletvekilliği konusunda ya da herhangi bir konuda hiçbir partiyle işbirliği pazarlığımız yoktur. DSP tek başına seçime girecektir. Hiçbir partinin şapkası altında seçime girmeyecektir."
Türker böyle diyordu ama bir tavır almaya zorlandığı da çok açıktı. Peki, nasıl bir tavır alacaktı? İşte cevabı:
"Esas merak edilmesi gereken, ikinci turun içinde AKP'nin demokratik adım atıp atmayacağıdır. Bizim odaklandığımız nokta AKP'yi anti demokratik tutumundan vazgeçirmek ve AKP'nin demokratik bir anayasa değişikliği için adım atmasını sağlamaktır. Ama AKP anti demokratik tutum sergileyecekse, ne yapmak gerekiyorsa yaparız."
Telefonda da söyledim, "Ne yapmak gerekiyorsa" dan kastedilen ne? Çekimser kalmak mı, gönüllü veya pazarlıkla imza vermek mi? Türker'in cevabı kısa oluyor:
"Onu da ikinci turdan sonra düşünürüz..."
Bunu şimdiden açıklamak bu kadar zor mu gerçekten?