Bugünden 33 yıl önceki 1 Mayıs 1977'ye baktığımda "Sömürüye vura vura dönen bir dünya" özlemiyle derin devletin planladığı o katliamı hatırlıyorum. Türkiye'nin kirli tarihinin belki de en göz göre göre yapılan olayı 1 Mayıs 1977 katliamıydı. O 1 Mayıs'a ben de katıldım.
Bir şeylerin planlandığını bile bile o meydana gittik. Ve beklenen oldu da, üzerimize kurşunlar yağdı. 36 emekçi katledildi.
Bugünden oraya bakınca derin devletin toplumu nasıl zapturapt altına aldığının en çarpıcı örneğini görüyorum. Aslında 12 Eylül darbesine giden sürecin dönüm noktasıydı 1 Mayıs 1977. Bugün ortaya çıkan darbe girişimleriyle ilgili belgelerde yer alan iddialara şaşıranlar, o katliamı kimin planladığına iyi bakmalı. Bugüne kadar o meydanı kana bulayan katillerden herhangi biri silahıyla yakalanıp yargı önüne çıkartılmadı.
Neden acaba?
Aslında o gün 1 Mayıs'ı kana bulayanlar sonraki yıllarda da karşımıza çıktı, bir dönem Uğur Mumcu'lara pusu kurdular, sonra Danıştay'a saldırıp Hrant Dink'i katlettiler.
Bu kanlı tezgâhın patenti derin devlete aitti. Ama artık tutmuyor. Türkiye çok değişti ve değişmeye de devam ediyor. Bugün darbecilerin yargı önüne çıkartıldığı bir Türkiye var.
Bugün, 1 Mayıs'ın 32 yıl sonra Taksim'de kutlandığı bir Türkiye var. Bugün sokaklarını, üst geçitlerini, "muhafazakâr" bir partinin yönettiği İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 1 Mayıs afişlerinin süslediği bir İstanbul var.
Nereden nereye... Türkiye yavaş da olsa değişiyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin afişlerini görünce 90'lı yılları hatırladım. O yıllarda İstanbul, Ankara ve İzmir'in büyükşehir belediyeleri SHP'nin elindeydi. İstanbul'da Nurettin Sözen, Ankara'da Murat Karayalçın, İzmir'de Yüksel Çakmur başkandı.
Onların başkan olduğu yıllarda bile işçiler emekçiler Taksim Meydanı'na çıkamadı. Daha ilginç olanını bir sendikacı arkadaşım anlattı. "O günlerde büyük kentlerdeki bütün belediye işçileri toplu sözleşme anlaşması imzalarken, 1 Mayıs'ın bayram olarak sözleşmeye girmesini istedi. Ama hiçbir başkan yanaşmadı. 'Biz devlet kurumuyuz' deyip işi ötelediler."
Her şeye rağmen 32 yıl sonra işçiler emekçiler mücadelelerinin sonunda 1 Mayıs'ın Taksim Meydanı'nda kutlanmasını kabul ettirdi.
AK Parti de hem 1 Mayıs'ı bayram yaparak hem de Taksim'e yeşil ışık yakarak değişimci olduğunu gösterdi. Dahası bu 1 Mayıs'a bakanlar da katılıyor.
Bir, bugünkü Türkiye'ye, bir de o eski ülkeye bakın. Sizce de Türkiye normalleşmiyor mu?