Anayasa paketi 2 Mayıs'ta da benzer bir sonuçla geçerse CHP, bu oylamayı da Anayasa Mahkemesi'ne götürecek.
Anayasa Mahkemesi'nin böyle bir yetkisinin olmadığı ve bu yolun daha önce denendiği bilinse de CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bu yoldan dönmeyeceklerini söylüyor. Ancak CHP'nin 97 milletvekili bunun için yetmiyor. Doğal olarak başka partilerden ve bağımsızlardan sayının 110'a tamamlanması gerekiyor. Peki, bu nasıl olacak?
MHP ve BDP'nin destek verme ihtimali görünmüyor çünkü iki parti de tabanları açısından bu yola başvurmanın kendilerine DYP ve ANAP'ın sonunu hatırlattığının farkında... Bu konuda en rahat parti DSP... İşte bu noktada daha şimdiden Ankara'da seçim pazarlıklarının başladığı konuşuluyor. Pazarlığın odağında ise DSP Genel Başkanı Masum Türker ve bazı bağımsız milletvekilleri var.
CHP'nin paketi Anayasa Mahkemesi'ne götürme ısrarı DSP'nin de, bağımsızların da elini güçlendirmiş durumda. Denilenlere göre hem DSP'lilerin, hem de bağımsızların bir dahaki seçimde seçilmeleri garanti altına alındı. Kulislerde bir siyasetçi şöyle diyor:
"Deniz Bey işi garantiye almadan kesin Anayasa Mahkemesi'ne gideceğiz, demezdi. Öteki taraf da milletvekilliğini garantilemeden bu işe girmez..."
Kulisler şimdi bu pazarlıkla çalkalanıyor. Bu pazarlıktan kârlı çıkacak tek isim ise Masum Türker. Oysa önüne böyle bir fırsat çıkmasa durumu pek parlak değildi. Ne tek başına kamuoyu yoklamalarında bir varlık gösteriyor, ne de geçen seçimdeki gibi "Sol birleşmeli" baskısı var. Şimdi hem Rahşan Ecevit gölgesinden kurtulacak, hem de DSP adını yaşatacak. Tabii burada en önemli konu CHP'nin ne kazanacağı... Hep birlikte "Midyat'a pirince giderken", bu kez "evdeki bulgurdan olma" riski çok yüksek.